rîşî
PERHİZ (İMSAK) TEORİSİ
(Dictionary of Economics) :
N.W.Senior tarafından faize ilişkin olarak geliştirilen teori. Teoriye göre faiz, paranın kullanımından dolayısıyla vereceği tatminden ve vazgeçmenin bir karşılığıdır. Sermaye birikiminin özünde fedakarlık vardır. Bu nedenle sermayenin, bu fedakarlığı örtecek pozitif bir geliri elde etmesi gerekir. Seniorun görüºünü bir bakima faizin ve sermayedarlığın meşruluğunu savunma yolunda atılmış bir adım olarak gören sosyalist yazarlar, bu görüşe şiddetle saldırmışlardır. Lassale, perhiz teorisini, zengin iş adamlarının ve para babalarının katlandıkları mahrimeyiten (!) karşılığını köşe başına mendil serip dilenmelerine benzeterek, oldukça alaylı ve iğneli bir dille teoriyi eleştirmiştir. Sonraları Cassel, faizi beklemenin bedeli, Keynes ise likitide tercihinden vazgeçmenin karşılığı olarak açıklamış, Seniorun faiz teorisi, faizi bir haz veya kolaylığı ertelemenin bedeli olarak açıklayan görüşlerin ilk halkasını oluşturmuştur.
PERSPEKTİF TEORİSİ
(Dictionary of Economics) :
Palanlama ve programlama tekniğini andıran bir yaklaşımla iktisadi olayların ve davranışların ileriye doğru izleyebilecekleri akışı, nitelik açısından inceleyen bir disiplin. Planlama ve programlama tekniğinden farklı olarak, istatistik rakamların kullanmaksızın, analizler kalitatif ölçülerle yürütülür. İktisadi hayata egemen olan eğilimleri belirleyerek, bunlardan ileriye doğru projeksiyonlar çıkartır. Büyüme ve gelişme nedenlerini araştırır. Modern Perspektif Teorisinin kurucusu Gasten Bergerdir.
PHILLIPS EĞRİSİ
(Dictionary of Economics) :
Parasal ücretlerin değişim oranıyla, işsizlik oranı arasında varolduğu öne sürülen ters yönlü ilişkilerin grafik anlatımı. A.W.Philips 1958de yayınladığı bir makalede İngilterede 1861-1957 arasındaki işsizlik oranlarıyla parasal ücretlerin değişim oranlarını bir grafik üzerinde göstererek ithalat fiyatlarındaki olağan üstü artışların görüldüğü yıllar dışında, parasal ücretlerin değişiminin işsizlik oranıyla açıklanabileceğini savunmuştur. İşsizlik oranının düşük olduğu dönemlerde klasiklerce ileri sürüldüğü gibi işverenler arasındaki rekabet nedeniyle nitelikli işgücüne ödenen ücretler yükselmekte işsizlik oranlarının yüksek olduğu dönemlerde ise parasal ücretlerdeki değişim oranları daha düşük olmaktadır. Philips Eğrisinin en önemli sonucu, belli bir işsizlik oranına denk geldiği görüşünden hareketle düşük işsizlikle düşük enflasyon oranlarının aynı anda gerçekleşemeyeceğini öngörmesidir. Bir başka öngörüşü de yüksek enflasyonun işsizliği düşüreceğidir. Ancak özellikle 1970li yıllarda yüksek enflasyon (ücret artışı) oranlarının yüksek işsizlik oranlarıyla birlikteyaşanır olması, enflasyon-işsizlik ilişkisinin açıklanmasına Phillips Eğrisinin bir çözümleme aracı olarak önemini yitirmesine yol açmıştır.(ŞEKİL VAR!!!! ORİJİNAL KİTAPTAKİ SAYFASI 270)
PSİKOLOJİK PARA TEORİSİ
(Dictionary of Economics) :
Albert Aftalion isimli Fransız iktisatçı tarafından geliştirilen ve paranını değerini halkın psikolojisi ve davranışlarına göre açıklayan teori. Miktar teorisinin para değerini açıkladığını savunan Aftaliona göre, dolaºimdaki para miktarinin çoğalması fiyatları derhal harekete geçirmektedir. Halkın psikolojisi ve davranışları para değerini etkiler. Döviz kurlarının istikrarsızlığı halkın paraya olan güvenini sarsar. İleride paranın daha da değer kaybedeceğini düşünenler paradan kaçarak altın, döviz ve mal talebini arttırırlar. Gelir değişiklikleri fiyatlara yansıyabilir. Ancak fiyat hareketlerini esas belirleyen psikolojik faktörlerdir.
SOSYAL KAYITSIZLIK EĞRİSİ
(Dictionary of Economics) :
Samuelson tarafından geliştirilen bir kavramdır. Bergsoncu bir sosyal refah fonksiyonu, toplum refahı ile kişisel tatminler (rafah arasında ilişki kurar. Kişinin refahındaki değişmeler toplum refahını aynı yönde etkiler. Buradan hareketle, bir sosyal refah fonksiyonunu kişisel tatminler yolu ile değil, mal miktarı ile belirtmek mümkündür.