rêsî
VERESİYE SATIŞ
(Islamic Glossary) :
Bedelini, parasını sonra ödemek üzere yapılan alış-veriş.Veresiye satışta satılan malın bedelinin ödeneceği zamânı belirtmek lâzımdır. "Ne zamanistersen ver, paran olduğu zaman ver." şeklinde ifâde ile veresiye satış yapılmaz. (İbn-i Âbidîn)Eskiden ticârette ihsân sâhipleri, fakirlere veresiye verip, parası olmayandan istememeyiniyet ederlerdi. En iyi olanlar ise fakirler için, hiç defter tutmazlardı. Bunlar, fakir bir şeygetirirse alır, getirmeyenlerden bir şey istemezlerdi. (M. Sıddîk Gümüş)Fâiz illeti bulunan yâni, ölçülen ve tartılan mallar aynı cinsten oldukları takdirde veresiyesatışları fâiz olup, câiz değildir. (Muhammed Rebhâmî)
YÂSÎN SÛRESİ
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin otuz altıncı sûresi.Yâsîn sûresi, Mekke-i mükerremede nâzil olmuştur (inmiştir). Seksen üç âyet-i kerîmedir.Yâsîn diye başladığı için,sûre bu ismi almıştır. Bâzı âlimler, Yâsîn ile murâdın; ey insan veya eyinsanların efendisi mânâsına Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemin olduğunubildirmişlerdir. İhlâs ile (Allah rızâsı için) okuyanların dünyâ ve âhiret nîmetlerinekavuşmalarına vesîle olacağı ve okunduğunda vefât etmiş olan müslümanların ruhlarınahediyye edildiği için bu sûreye Muammime; îmânın esasları (temelleri) ile ilgili hususlarıiçerisinde bulundurduğu, okuyanların kalblerini tenvîr ettiği, aydınlattığı için, Kalb-ul-Kur'ângibi isimler de verilmiştir. Bu sûrede, belli başlı konular olarak; Peygamberimizin sallallahüaleyhi ve sellem peygamberliği tasdîk edilmekte (doğrulanmakta), inkâr edenle kabûletmeyenler tehdîd edilmekte, eski kavimlerin (milletlerin) inkarcı hâllerinden dolayı başlarınagelen azâb ve felâketler anlatılarak, insanlar gafletten uyanmaya dâvet edilmekte (çağrılmakta) ,bu arada Peygamberimiz de sallallahü aleyhi ve sellem tesellî edilmektedir. Yine bu sûredeAllahü teâlânın kudretinin ve büyüklüğünün eserlerine dikkatler çekilmekte, âhireteinanmayanların ne kadar pişman olacakları, mü'minlerin, inananların ise, pek büyük mükâfâtlaranâil olacakları (kavuşacakları) bildirilmektedir. (Kurtubî, Râzî, Abdülhakîm Arvâsî)Yâsîn, Kur'ân-ı kerîmin kalbidir. Muhakkak o, bütün dertlere şifâdır. (Hadîs-işerîf-Hakîm, Tirmizî)Her kim Cumâ günü annesinin, babasının veya bunlardan birinin kabrini ziyâret ederde baş ucunda Yâsîn sûresini okursa, okuduğu her harfi adedince onlar mağfiret edilir(bağışlanır) . (Hadîs-i şerîf-Sa'lebî)Ölmek üzere bulunan bir hastanın yanında Yâsîn sûresi okunursa, okunan her harfiiçin, onar melek iner. Yâsîn sûresi üç bin harftir. İnen melekler, ölmek üzere olankimsenin önünde sıra sıra dizilip onun için istiğfâr ederler (bağışlanmasını isterler) .Sekerattaki (ölüm ânındaki) bir mü'minin yanında Yâsîn sûresi okunursa, Cennet Rıdvan'ıona Cennet şerâbı içirmedikçe Azrâil (aleyhisselâm) onun rûhunu almaz. (Hadîs-işerîf-Sefer-i Âhiret Risâlesi)Yâsîn sûre-i şerîfesini okumanın on faydası vardır.1) Aç olan, tok olur yâni ummadığı yerden rızık gelir.2) Susuz olan, kanıncaya dek su bulur.3) Elbisesi olmayan elbise bulur.4) Eceli gelmeyen hasta şifâ bulur.5) Eceli gelen hasta ölüm acısı duymaz.6) Ölürken, Cennet melekleri gelip görünür.7) İnsan korktuğundan emîn olur.8) Misâfir ve garîb yardımcı bulur.9) Bekârların evlenmesi kolay olur.10) Gayb olan şey bulunur.Fakat bunları niyyet ederek ve inanarak okumak lâzımdır. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)Yâsîn, Peygamber efendimizin ism-i şerîflerinden olup, "Ey benim bahr-i yakînimin sabbâhı(yakîn deryâmın dalgıcı) olan habîbim!" demektir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
YÛNUS SÛRESİ
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin onuncu sûresi.Yûnus sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi). Sâdece 40, 94, 95 ve 96. âyetler Medîne'de nâziloldu. Yüz dokuz âyet-i kerîmedir. Doksan sekizinci âyet-i kerîmede Yûnus aleyhisselâmınkavminden bahsedildiği için, sûreye bu isim verilmiştir. Sûrede; Nûh ve Mûsâ aleyhimesselâmadâir kıssalar, rahmet-i ilâhiyyenin, azâb-ı ilâhîden daha çok olduğu bildirilmektedir. (Râzî, İbn-iAbbâs, Kurtubî)Yûnus sûresinde meâlen buyruldu ki:Biliniz ki; Allahü teâlânın evliyâsı için azâb korkusu, nîmetlere kavuşmamak üzüntüsüyoktur. (Âyet: 62)Kim Yûnus sûresini okursa, Yûnus aleyhisselâmı tasdîk (îmân) ve tekzîb edenlerin(yalanlayanların) ve Fir'avn ile boğulanların adedinin on katı sevâb verilir. (Hadîs-işerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
YÛSUF SÛRESİ
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin on ikinci sûresi.Yûsuf sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi). Sâdece, 1, 2 ve 3. âyetleri Medîne'de nâzil oldu.Yüz on bir âyettir. Yûsuf aleyhisselâmın kıssasından bahsedildiği için bu ismi almıştır.(Muhammed bin Hamzâ, Kurtubî)Yûsuf sûresinde meâlen buyruldu ki:Onların çoğu Allahü teâlâya îmân ediyoruz diyorlar. Fakat îmânsızdırlar. Başkaşeylere ibâdet ederek müşrik olmuşlardır. (Âyet: 106)
ZÂRİYÂT SÛRESİ
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin elli birinci sûresi.Zâriyât sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi). Altmış âyettir. Zâriyât kelimesi ile başladığından,bu isim verilmiştir. Sûrenin başındaki âyet-i kerîmeler, öldükten sonra dirilmenin, âhirethayâtının ve âhirette mükâfât ve cezânın vukû bulacağını, pek m uazzam kudret eserlerinin birkısmına yeminle beyân edilmiştir. (İbn-i Abbâs, Râzî, Kurtubî)Zâriyât sûresinde meâlen buyruldu ki:Şüphesiz ki muttakîler (takvâ sâhipleri) , Cennetlerde pınar başlarındadır. Rablerininkendilerine verdiğinden râzı oldukları hâlde. Doğrusu onlar bundan önce güzel amelişleyenlerdi. (Âyet: 15,16)Kim Zâriyât sûresini okursa, Allahü teâlâ ona, dünyâda cereyân eden ve esen her birrüzgârın adedi için on hasenât (sevâb) verir. (Hadîs-i şerîf-Envâr-ut-Tenzîl)