position

Résultats pour "position"

Anglais - Turc Dictionnaire

position

 (Anglais - Turc Dictionnaire) :
i. 1. yer, mevki. 2. durum, vaziyet, pozisyon. 3. tutum, görüş. 4. konum. 5. toplumsal durum, sosyal pozisyon. 6. duruş. 7. ask. mevzi. 8. iş, görev, memuriyet. f. 1. yerleştirmek. 2. (bir yerde) durmak: He positioned himself next to the window. Pencerenin önünde durdu.
Anglais - Turc Dictionnaire

position o.s. (to do s.t.)

 (Anglais - Turc Dictionnaire) :
1. -e uygun pozisyona girmek: The football player positioned himself for a goal. Futbolcu gol pozisyonuna girdi. 2. (bir şey yapabilmek için) zemin hazırlamak: He is positioning himself to become president. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için kendine zemin hazırlıyor.
Anglais - Turc Dictionnaire

predisposition

 (Anglais - Turc Dictionnaire) :
i. to/towards -e meyil/eğilim/yatkınlık.
 Anglais - Turc Dictionnaire

preposition

 (Anglais - Turc Dictionnaire) :
i. edat, ilgeç.
 Anglais - Turc Dictionnaire

prepositional phrase

 (Anglais - Turc Dictionnaire) :
edat ve isimden oluşan söz öbeği.
Recherches de mots-clés Turkish - French Dict. ılık (216975k) Turkish - Germany Dict. çüş (100661k) Turkish - French Dict. açık (83716k) Turkish - French Dict. ırmak (76593k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (73659k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (63398k) Turkish - French Dict. çatı (61188k) Turkish - Germany Dict. ılım (60426k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (59317k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (59134k) Turkish - French Dict. balık (57257k) Turkish - Germany Dict. hasır (55876k)