Toggle navigation
Contact
English
Turkish
English
German
French
Spanish
Italian
Azerbaijani
Contains
Contains
Whole word
Begins with
Ends with
Dictionary
Search
Dictionary
×
Turkish - French Dictionary
French - Turkish dictionary
Turkish - German Dictionary
German - Turkish Dictionary
Turkish - Spanish dictionary
Spanish - Turkish Dictionary
Turkish - Kurdish Dictionary
Kurdish - Turkish dictionary
Turkish - English dictionary
English - Turkish Dictionary
Turkish - Turkish dictionary
Italian - Turkish dictionary
Ottoman - Turkish Dictionary
Azerbaijani - Turkish Dictionary
Biology Glossary
Philosophical Dictionary
Chemical Dictionary,
Psychology, Dictionary
Sociological Dictionary
Dictionary of Economics
Medicine and Hematology Glossary
Environmental Glossary
Names Dictionary
Nautical Dictionary
Meteorological Glossary
Automotive Industry Glossary
Dream Dictionary of Phrase
Islamic Glossary
Computer, Internet Glossary
Tourism Glossary
Plants Glossary
Recipes Glossary
Welder Dictionary Eng - TR
Welder Dictionary TR - Eng
DEVİR
Results for "DEVİR"
DEVİR
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Devr) (C: Edvâr) Nakil. Birisinin uhdesinden diğerinin uhdesine geçirmek. * Bir şeyi sonuna kadar okuyup bitirmek. Geçmiş dersleri hatırlama. * Bir şeyin çevresinde dolaşmak. Dönme. * Seyahat. Bir memleketi dolaşmak. * Bir şeyin kendi mihveri üzerinde dönmesi. * Aktarma, bir şeyin bir kaptan veya bir yerden diğerine nakli. * Bir şeyin diğerine teslimi. * Bir bölük veya takım askerin teftiş veya emniyeti muhafaza için dolaşması. * Bazı ehl-i tarikatın dönerek ettikleri zikir, sema. * Müzikte, her ölçüye verilen isim olup, umumiyetle büyük ölçüler ve peşrevler için kullanılır. * Tas: Dünyaya gelme (Nüzul), geldiği yere dönme hali (Uruc). * Dairevî bir hareket. Bir şeyin diğer bir şey etrafında dönmesi. Dolaşmak. * Müddet. Zaman. Çağ. * Bir şeyi başkasına devretmek. * Biri birisini icad etmek. (Bak: Hudus)
DEVİR DAİRESİ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Denizde geminin çeşitli hızla ve muhtelif dümen açısı ile çizdiği dâire.
DEVİR VE TESELSÜL
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Davanın delile ve delilin davaya taalluk etmesiyle kaziyenin dönüp dolaşıp yine eski hâline gelerek hallolunamaması.
DEVİRLİ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Fiz: Müsavi zaman aralıkları ile tekrarlanan hareket. Periyodik.
Hidden div
Last Searched Words
netekim
DEVİR
SÜVANYÖB
güzide
qualms of conscience
mayonnaise
kern, to
ŞAMAR
DESİSE
çalımlanmak
KUTUP-KARASAL HAVA KÜTLESİ
setzen
Keyword Searches
ılık (192602k)
çüş (96121k)
açık (79250k)
ırmak (71094k)
İNDÎ (71092k)
naşî (57983k)
çatı (56647k)
HÂDİS (56177k)
balık (53762k)
ılım (53318k)
rêsî (53066k)
hasır (52310k)
All Dictionaries
Turkish - French Dictionary
French - Turkish dictionary
Turkish - German Dictionary
German - Turkish Dictionary
Turkish - Spanish dictionary
Spanish - Turkish Dictionary
Turkish - Kurdish Dictionary
Kurdish - Turkish dictionary
Turkish - English dictionary
English - Turkish Dictionary
Turkish - Turkish dictionary
Italian - Turkish dictionary
Ottoman - Turkish Dictionary
Azerbaijani - Turkish Dictionary
Biology Glossary
Philosophical Dictionary
Chemical Dictionary,
Psychology, Dictionary
Sociological Dictionary
Dictionary of Economics
Medicine and Hematology Glossary
Environmental Glossary
Names Dictionary
Nautical Dictionary
Meteorological Glossary
Automotive Industry Glossary
Dream Dictionary of Phrase
Islamic Glossary
Computer, Internet Glossary
Tourism Glossary
Plants Glossary
Recipes Glossary
Welder Dictionary Eng - TR
Welder Dictionary TR - Eng
All Dictionaries