KABELE

Results for "KABELE"

BİLMUKABELE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Karşılıklı. Karşılık olarak. Mukabil olarak.

KABELE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(C.: Kıbel) Göz boncuğu.

MUKÂBELE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hapsetmek. * Sonraya bırakmak, tehir etmek. * Meşveret etmek, danışmak. * Bir kimsenin evi yanında bir ev satıldığında; "başka kimse satın alsın, ben ondan şüf'a yolu ile alayım" diye şirâsına muhtaç iken tehir etmek.

MUKABELE-İ BİLHURUF
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Söz ile konuşmak ve hakikatı müdafaa etmek suretiyle karşı çıkıp mukabele etmek. (Bak: Muaraza-i bilhuruf)

MUKABELE-İ BİLMİSİL
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Karşılaştığı aynı muameleyi sahibine iade etmek, o kimseye aynı muameleyi yapmak. Mukabil hareketi karşısındakine icra etmek.

Last Searched Words

Welding Dictionary Eng - Tr

Turkish - English Dict.

Turism Dictionary

Korumacı Turizm

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Kurdish - Turkish Dict.

Computer and Internet

Computer and Internet

American National Standards Institute

Ottoman - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

HANASÎR

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (178178k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (94840k)

Turkish - French Dict.

açık (77811k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (69991k)

Turkish - French Dict.

ırmak (67056k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (55656k)

Turkish - French Dict.

çatı (55551k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (54673k)

Turkish - French Dict.

balık (52838k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (51176k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (51001k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (50671k)