SÜFLÎ

Results for "SÜFLÎ"

Ottoman - Turkish Dictionary

ÂLEM-İ SÜFLÎ

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Süflilerin âlemi. Dünyâ âlemi. Âlem-i şehadet, âlem-i nâsut. (Bak: Nâsut)(Şu kâinata nazar-ı hikmetle bakıldığı vakit, azim bir şecere mânasında görünür. Ve şecerenin nasıl dalları, yaprakları, çiçekleri, meyveleri vardır. Şu şecere-i hilkatin de bir şıkkı olan âlem-i süflinin: Anasır, dalları; nebatat ve eşcar, yaprakları; hayvanat, çiçekleri; insan, meyveleri hükmünde görünür. Sâni-i zülcelâl'in, ağaçlar hakkında câri olan bir kanunu, elbette şu şecere-i âzamda da câri olmak, mukteza-yı ism-i Hakîm'dir. S.)
 Ottoman - Turkish Dictionary

SÜFLÎ

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Aşağıda bulunan. * Alçak, pek aşağı olan.
 Ottoman - Turkish Dictionary

SÜFLİYAT

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Fâni dünya ile alâkalı işler. Nefsâni, heva ve hevese tabi olan kimselerin işleri.
 Ottoman - Turkish Dictionary

SÜFLİYYET

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Alçaklık, bayağılık, âdilik.
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (181019k) Turkish - Germany Dict. çüş (94987k) Turkish - French Dict. açık (78110k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (70116k) Turkish - French Dict. ırmak (67963k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (55950k) Turkish - French Dict. çatı (55602k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (54965k) Turkish - French Dict. balık (53026k) Turkish - Germany Dict. ılım (51569k) Turkish - Germany Dict. hasır (51130k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (50964k)