İKTİZA


Results for "İKTİZA"

Ottoman - Turkish Dictionary

DÂLL-İ Bİ-L İKTİZA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Dâllibiliktiza) İktizası ile delâlet eden. * Ist: Şer'an muhtacun ileyh olan bir lâzime delâlet eden lâfızdır. Başka bir tâbir ile; vaz'olunduğu mânadan mukaddem isbatına şer'an lüzum ve ihtiyaç mevcud olan bir medlule delâlet eden ibaredir. Meselâ: Bir kimse bir şahsa hitaben: "Evini şu kadar liraya benim nâmıma medrese yap" deyip o şahıs da evini medrese yapsa, o ev o kadar lira mukabilinde o kimse nâmına medrese yapılmış olur. Çünkü bu söz ile: "Evini şu kadar liraya bana sat" sonra "onu benim nâmıma medrese yap" denilmiş olur. "Evini medrese yap" emri bir muktezîdir. Evin satılması da muktezâdır. Bu muktezâ olmadıkça öyle bir mânanın emri hükümsüz kalır. Artık öyle bir emrin sıhhatı için evvelce bu muktezânın vücuduna lüzum ve ihtiyaç vardır. Binâenaleyh, o emir bu muktezaya bi-l iktiza delâlet etmektedir.
Ottoman - Turkish Dictionary

HASBEL İKTİZA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Hasb-el iktizâ) İktiza ettiği için, gerektiğinden dolayı.
Ottoman - Turkish Dictionary

İKTİZA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Lâzım gelme, gerekme. * Lâzım, ihtiyaç. Gerek. * İşe yarama.
Ottoman - Turkish Dictionary

İKTİZA-Yİ HAL

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Halin ve durumun gösterdiği lüzum.
Ottoman - Turkish Dictionary

İKTİZAZ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bozulup buruşma.