kuvvet
KUVVET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Sükunette bulunan cisimleri harekete, hareket ettikleri sükunete getirmeğe muktedir olan sebeb. (Kuvvet, te'sir ettiği cisimlerin hâricindedir.)
KUVVET-İ DEVLET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Devletin kuvveti.
KUVVET-ÜZ ZAHR
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Arka veren kuvvet. Yardımcı, imdadcı kuvvet. Geriden gelen yardımcı. * İcabında arkadan yardımcı olacak asker kuvveti. İmdâda hazır asker.
MİKYAS-I KUVVET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kuvvet ölçer. Dinamometre.
Kuvvet.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Kuvvet, Fr., İng. Force, Al. Kraft, İt. Forza). Eyleme geçiren etken... Kuvvetsizlik (Os. Zaaf, aciz, Fr. Faiblesse) karşıtıdır. Terim olarak güç, erk ve erke terimleriyle karıştırılmamalıdır. Aristoteles bu terimi (Yu. Dynamis) olabilirlik anlamında ve edim (Yu. Energheia) karşılığı olarak kullanmıştır. Konuşma dilinde hak karşıtı olarak baskı anlamında kullanılır. Her türlü kullanılışında bir işe zorlayıcı etken anlamını verir. 1847 yılına kadar fizik dilinde erke'yle anlamdaş olarak kullanılıyordu, ilkin fizikçi Young tarafından ayrıldı. Fizik terimi olarak güç, birim zamanda yapılan iştir; erke, bu gücü kullanabilme yeteneğidir; kuvvet'se bu gücü kullanabilme yeteneğini eyleme geçiren etkendir. Örneğin her cisim bir erke kaynağıdır, bu erke bir kuvvet etkisiyle işe dönüşür, kuvvet etkisiyle işe dönüşen bu etkenin birim zamanda yaptığı iş de güç'tür. bkz. Güç, Erke.