kuvvet
Ma'nevî Kuvvet
(Glossaire islamique) :
Müdrike (anlayıcı) kuvvetlerinin üçüncüsü olup, insanların havâssına, seçilmişlerine mahsûsanlayıcı kuvvet.Müdrike (anlayıcı) kuvvetlerin üçüncüsü mânevî kuvvettir. Mânevî kuvvetle anlaşılanşeyler, akıl ve his kuvvetleriyle anlaşılamaz. İnsan akıl kuvveti ile anlaşılan şeyleri hayvanlarınen üstünü olan ata, senelerce uğraşsa anlatamaz. Bunun gibi, mânev î kuvvetle anlaşılanları,meselâ mârifetullah'ı (Allahü teâlâyı tanımayı, bilmeyi) seçilmiş âlimler, başka insanlarasenelerce söylese, onlar anlayamaz. (Abdülhakîm Arvâsî)
VÂHİME KUVVETİ
(Glossaire islamique) :
His organları ile anlaşılamayan, fakat duyulanlardan çıkarılabilen mânâları anlayan içkuvvet.Düşmanlık, doğruluk bir organla hissedilmez. Fakat dost, düşman olan kimse görülüp,hissedilince, bunlardan dostluğu ve düşmanlığı vâhime kuvveti anlar. Vâhime kuvvetiolmasaydı, koyun kurdun düşmanı olduğunu anlamaz, ondan kaçmaz, yavrusunu dakorumazdı. Vâhime kuvvetiyle anlaşılan mânâlar hâfıza ile saklanır. (Ali bin Emrullah)
gramkuvvet
(Turc - Anglais Dictionnaire) :
,-ti phys. gram-force.
kilogramkuvvet
(Turc - Anglais Dictionnaire) :
,-ti kilogram-force.
kuvvet
(Turc - Anglais Dictionnaire) :
,-ti 1. strength, power; force; vigor. 2. math. power. almak /dan/ to be strengthened by. bulamamak /a/ to be unable to bring oneself to; to lack the courage to. çifti mech. couple. ten düşmek to weaken, lose strength. ilacı tonic (a medicine). komutanları the commanding officers of the army, navy, and air force. macunu a rich candy made with fruit and nuts (that is supposed to be an aphrodisiac). vermek /a/ 1. to strengthen. 2. to encourage, hearten. 3. to apply oneself to, give (something) one´s close attention.