kalın

Results for "kalın"

Turkish - Turkish dictionary

KALIN

 (Turkish - Turkish dictionary) :
s. Boru biçimindeki şeylerde kendi cinsindekilere göre çapı büyük olan. 2. Düzlem şeylerde iki yüzü arasındaki uzaklık kendi cinsindekilere göre çok olan. 3. Dolgun, iri. 4. (Ses hk.) Gür, ince olmayan.
 Turkish - Turkish dictionary

KALINTI

 (Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. Arta kalan şey. 2. Yıkıntı, harabe, enkaz.
 Medicine and Hematology Glossary

KALIN DAMLA

 (Medicine and Hematology Glossary) :
Sıtma paraziti araştırılacak kanlar kalın yayma hazırlanarak incelenir. İstenirse klasik ince yaymalarda da aynı inceleme yapılabilir. Kalın yaymanın tercih nedeni kısa sürede, daha fazla kan hücresi bulunan alanın görülebilmesidir. Hazırlamasında özellik yoktur. Lam üzerine kalın bir damla kan konur. Kurutulur. Klasik periferik yayma gibi boyanır ve mikroskopta bakılır.
Medicine and Hematology Glossary

alkaline

 (Medicine and Hematology Glossary) :
alkalik
 Medicine and Hematology Glossary

alkaline phosphatase

 (Medicine and Hematology Glossary) :
alkalen fosfataz
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (180833k) Turkish - Germany Dict. çüş (94983k) Turkish - French Dict. açık (78101k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (70116k) Turkish - French Dict. ırmak (67931k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (55948k) Turkish - French Dict. çatı (55602k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (54964k) Turkish - French Dict. balık (53024k) Turkish - Germany Dict. ılım (51565k) Turkish - Germany Dict. hasır (51130k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (50964k)