relative
distant relative
(English - Turkish Dictionary) :
uzak akraba.
relative
(English - Turkish Dictionary) :
i. akraba, hısım. s. 1. göreli, görece, göreceli, izafi, bağıl, rölatif, nispi. 2. fiz., kim., mat. bağıl, nispi, izafi: relative humidity bağıl nem. relative density bağıl yoğunluk.
relative clause
(English - Turkish Dictionary) :
dilb. (who, which veya that gibi ilgi zamirini içeren) ilgileme cümlesi.
relative pronoun
(English - Turkish Dictionary) :
ilgi zamiri.
relative pronoun
(English - Turkish Dictionary) :
dilb. (who, which veya that gibi) ilgi zamiri, bağlama zamiri, ki bağlacı.