içeri
İçerik.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Muhteva, Fr., al., ing. Implicite). Bir şeyin içinde bulunan... Mantık terimi olarak açık ve seçik söylenen'i dilegetiren belirtik (Os. Skarih, Fr. Explicite; Al., İng. Explicit) karşıtıdır ve bir deyide açıkça söylenmediği halde evarlğı anlaşılabileni dilegetirir. bkz. Biçim ve Öz.
İÇERİK ANALİZİ [İng. Content analysis]:
(Sociological Dictionary) :
Objektiflik, sistematiklik ve sayısal tanımlara dayalı olarak iletişimin yazılı kapsamını/içeriğini tanımlama tekniğidir. Analiz, sosyal realitenin yazılı/açık içerik özelliklerinden, yazılı/açık olmayan içeriğin özellikleri hakkında çıkarım yapmaya dayanır. (Gökçe, O., 1994)
içeri
(Turkish - English dictionary) :
1. inside, interior, inner part: Evin dışı çirkin, fakat içerisi güzel. The house´s exterior is ugly, but its interior is attractive. 2. colloq. jail, prison. 3. (a person´s) true self, heart, soul. 4. inner, interior, inside: içeri daire the inner apartment. 5. (moving) in, inside, within; indoors; into the interior; inland: Feriha içeri girdi. Feriha went inside. Büyük İskender ordusunu içeri yürütmeye karar verdi. Alexander the Great decided to march his army into the interior. de 1. (being) inside; indoors; in the interior; inland. 2. colloq. in jail, in prison. 3. in debt. den 1. from within, from the inside. 2. colloq. from jail, from prison. si inside, interior, inner part. sinde within. ye (moving) in, inside; indoors; towards the interior; inland. atmak/tıkmak /ı/ colloq. to throw (someone) in the clink. / ye buyurun! Come in./Please come in. dalmak to enter suddenly, barge in. düşmek colloq. to go to jail, get put in the clink, wind up in the clink. girmek 1. to enter. 2. colloq. to lose (a certain amount of money) in a business deal. 3. colloq. to wind up in the clink. de olmak colloq. 1. to be in jail, be in the clink. 2. to have lost (a certain amount of money), be out (a certain amount of money); to be in debt.
içerik
(Turkish - English dictionary) :
1. content; contents. 2. psych. content. 3. log. implicit, implied.
içerikçi
(Turkish - English dictionary) :
1. person who stresses content (as opposed to form). 2. (someone) who stresses content (as opposed to form); (something) in which content is stressed (over form).