hafız


Results for "hafız"

Islamic Glossary

Hâfız-ı Kur'ân

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmi ezbere bilen. (Bkz. Kârî)İslâmiyet her tarafa yayılacaktır. Hattâ, İslâm tâcirleri, ticâret için büyük denizlerdeserbest yolculuk yapacaklar ve gâzilerin atları başka memleketlere yayılacaktır. Sonra,hâfız-ı Kur'ân olan kimseler çıkacak, benden daha iyi okuyan var mı? Benden daha çokbilen var mı? diyeceklerdir. Cehennem'in odunları bunlardır. (Hadîs-i şerîf-Berîka)Hâfız-ı Kur'ân pazarlık etmeden, Allah rızâsı için hatm, cüz veya mevlid okursa, okutanınhediye ettiğini alması câiz olur. Îtirâz ederse aldığı harâm olur. (Muhammed Hâdimî)
Islamic Glossary

HÂFIZA

(Islamic Glossary) :
Hıfz etme (ezberleme) ve hatırda tutma kuvveti. His organları ile duyulmayan fakatduyulanlardan çıkarılan mânâları saklayan mânevî duygu merkezlerinden biri.Hocam Vekî'e hâfızamın zayıflığından şikâyet ettim. Günâhları terketmemi söyledi. (İmâm-ıŞâfiî)Az yemek yiyenin bedeni kuvvetli, kalbi nûrlu, hâfızası kuvvetli olur. Geçimi kolay olur,işlerinde lezzet bulur. Allahü teâlâyı çok anmış olur. Âhireti düşünür, ibâdetten aldığı lezzet herşeyde isâbeti (doğruyu bulması) ve irşâdı (yol göstermesi) ç ok, ahirette hesâbı kolay olur.(Muhammed bin Kutbüddîn İznikî)
Turkish - English dictionary

hafız

(Turkish - English dictionary) :
1. one who has memorized the Koran, hafiz. 2. slang fool, blockhead, dolt, nincompoop. 3. slang grind, crammer, overserious student, one who learns by rote. 4. slang catamite, queen.
Turkish - English dictionary

hafıza

(Turkish - English dictionary) :
memory (mental faculty). yı yoklamak to try to remember, try to recall.
Turkish - English dictionary

hafızali

(Turkish - English dictionary) :
a large, thick-skinned, golden yellow variety of grape.