geliş
Geliştirmek.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. İnkişaf ettirmek, Fr. Developper). Bir şeyin gelimesi için çaba harcamak... Evrensel oluşma, nesne ve olguların gelişimsel eğilimlerini tanıtlar. Geliştirme, nesne ve olguların bu doğal ve iç eğilimlerine insansal katkıyı dilegetirir. İnsan, bilinç eylemiyle, nesne ve olguları alt olandan üst olana çıkarabilir. bkz. Gelişme, eytişimsel Özdekçilik, Tarihsel Özdekçilik, eytişim Yöntemi.
Sarmal Gelişim.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Helezonî tekâmül, Fr. Developpement spiral). Alt düzeyde gerçekleşenin üst düzeyde tekrarlanması yoluyle gelişme... lİdealist anlayışlı dairesel gelişmeye karşıt olarak diylalektik gelişme anlayışını dilegetirir. Hegel'in sav-karşısav-birleşim sürecinde meydana geldiğin isaptadığı "her şeyin karşıtına dönüşmesi" olgusunu açıklar. Her şey karşıtına dönüşür, ama daha üstün bir düzeyde ve daha gelişmiş olarak dönüşür. Böyle olmasaydı gelişme gerçekleşemezdi ve diyalektik süreç bir karşıtlığın sürekli olarak birbirlerine dönüşmelerinden ibaret bir tekrarlar dizisi olurdu. Diyalektik özdekçiliğe göre tarihsel gelişme, sarmal bir gelişmedir. Tarih tekrarlamalardan ibarettir sözü bu sarmal gelişimi görememekten doğmuştur. Her şey karşıtına dönüşür, tavuk yumurta ve yumurta tavuk olur. Ama bu dönüşme bir mekiğin devimi gibi iki uç arasında dengeli bir gidiş geliş değildir, daha yüksek ve daha ileri bir aşamaya dönüştür. İyiice incelenirse görülütr ki tavuk yumurta ve yumurta tavuk olmaz, tavuktan yumurtalar çıkar ve o yumurtalardan da birçok tavuklar meydana gelir. Artık o çıktığı yumurtaya ya da tavuğa dönüş değil, birçok yumurtalara ve birçok tavuklara, daha açık bir deyişle ileri ve üstün bir aşamaya gelişme'dir. Demek ki nesneler sarmal bir sürece uyarak gelişirler ve aynı noktaya dönüşmeyip daha üstün bir düzeye ulaşırlar. Toplumun evrimi de böylesine sarmal bir evrimdir. Adalet adaletsizliği daha üstün bir adalete vermak için dönüşür. Bu yüzdendir ki tarihin tekrarlardan ibaret olduğu sözü, yanlış bir sözdür ve metafizik düşüncenin temeli nesnelerin değişmezliğidir. Tarih hiç bir zaman tekrarlanmamıştır ve tekrarlanamaz. Herakleitos'un dediği gibi aynı nehre iki kez girilemez, çünkü sular sürekli olarak akmaktadır. bkz. Gelişme, Sav, Karşısav, Bireşim, Yadsımanın Yadsınması, Eytişimsel Özdekçilik, KHegelcilik.
AZ GELİŞMİŞLİK [İng. Underdevelopment]:
(Sociological Dictionary) :
Ekonomik yapıyı belirlemek için kullanılan ortak bir kavramdır. Ancak, az gelişmişliğin sosyal boyutu da ekonomi boyutu kadar hesaba katılmalıdır. az gelişmişliğin göstergeleri arasında şunlar sayılabilir.Sanayileşmemiş bir yapı, nüfusun büyük çoğunluğunun geri bir teknikle tarımda çalışması, fert başına millî gelirin düşüklüğü, ihracatın bir kaç tarım ürününe dayanması, okuma-yazma ve eğitim seviyesinin düşüklüğü, hızlı nüfuz artışı, siyasî istikrarsızlık ve demokrasinin yerleşmemiş olması, gelir dengesizlikleri, orta sınıfların son derece zayıflığı, büyük oranda işsizlik, sosyal sektörlerin (sağlık, eğitim gelişmemişliği, v.b.) baskı gruplarının ve teşkilâtlanmanın yetersizliği, endüstri ilişkilerinde düzensizlik, 100 kişi başına düşen telefon, 1000 kişi başına düşen radyo ve televizyon sayılarının yetersizliği, kurallara uymamak ve onları zorlamak, insangücü kaynaklarının gelişmemişliği, rasyonel düünememek, hürreyitlerin kısıtlanmış olması, sermayenin ve mülkiyetin belirli ellerde toplanması, gösteriş tüketiminin yaygınlığı. (Erkal, M. E., 1993, Sezal, İ, 1981, Genel Ekonomi Ansiklopedisi, 1988, Hiç, M., 1967)
SOSYAL GELİŞME [İng. Socila Progress]:
(Sociological Dictionary) :
Sosyal gelişme geniş kapsamlı bir kavramdır. Hem ekonmik kalkınmayı, hem ekonomik büyümeyi ve hem de nüfusun sosyal ve kültürel seviyesindeki bir iyileşmeyi ve hem de nüfusun sosyal ve kültürel seviyesindeki bir iyileşmeyi ihtiva eder. Sosyal gelime, ekonomik olduğu kadar, beşerî kapitalin gelişmesini, insangücü kaynaklarının nitelik ve nicelik bakımından yeterli hale gelmesini, orta sınıflaşmayı, siyasî ve ekonomik katılmayı, eğitim ve sağlık imkânlarından yeterince faydalanmayı, fırsat eşitlilğini, çeşitli risklere karşı korunmayı, gösteriş tüketiminden uzaklaşmayı ifade etmektedir. Okullaşma, sendikalaşma oranları, toplam istihdamda sigortalı işçi oranı, ağımlılık oranı, hanehalkı 0-1 ya bebek ölüm oranı, dernekleşme ve resmî kanal dıı teşkilâtlanma, kurallara uyma, toplam tüketim içinde yiyecek ve giyecek oranın düşüklüğü, ortalama hayat ümidinin yüksekliğ, sosyal gelişmenin bazı göstergeleridir. (Bkz. İktisadî Kalkınma, İktisadî Büyüme, Beşerî Kapital)
AZGELİŞMİŞ ÜLKELER
(Dictionary of Economics) :
Genel olarak gelir düzeyi düşük olan ülkelere verilen addır. Azgelişmiş ülkelerin özellikleri şöyle sıralanabilir:- Kişi başına yıllık gelir düşüktür.- Tasarruf oranı düşüktür.- Üretim fatrölernini verimliliği düşük düzeydedir.- Gelir dağılımı bozuktur.- Alt yapı yetersizdir.- Nüfusun büyük bir bölümü tarım kesiminde çalışmaktadır.