gürültü
ORTAM GÜRÜLTÜSÜ
(Glossario ambientale) :
[ Ambient noise ] Belli bir çevrede fondaki gürültü.
GÖKGÜRÜLTÜSÜ
(Glossario di meteorologia) :
(THUNDER) [i]Şimşek kanalı boyunca görülen elektrik boşalması nedeniyle ısınarak hızla genleşen ve iyonize olan gaz tarafından yayılan ses. Şimşeğin görülür hattı boyunca hava sıcaklığı, saniyenin binde biri gibi bir zamanda 10000 °C veya daha üzerine çıkar. Artan sıcaklık şimşek hattı boyunca sıkışmaya ve ani patlamaya neden olur. Bu patlama 25 km. uzaktan duyulabilir. Işık ve sesin yayılma hızları birbirinden farklı olduğundan önce şimşeğin ışığı görülür sonrada gök gürültüsünün sesi duyulur. Şimşeğin uzaklığını kabaca bilmek istersek, ışık ile ses arasında geçen her 5 saniye yaklaşık 2 kilometreye karşılık gelmektedir.
GÖKGÜRÜLTÜSÜ
(Sogno Dizionario di parole) :
Yağmursuz gökgürültüsü kıtlık, korku ve üzüntüye; hidayet bulmaya, tövbe etmeye, bir vesileyle gelecek önemli uyarıya, Yağmurlu gökgürültüsü bolluk ve berekete, müjde ve sevince delalet eder.
gurultu
(Dizionario Inglese - Turco) :
grumbling sound, grumble, rumbling sound, rumble (in the stomach).
gürültü
(Dizionario Inglese - Turco) :
1. noise (loud, harsh, confused, or undesired sound); clamor, hubbub. 2. uproar, hubbub. 3. noisy quarrel, row, ruckus, rumpus, fracas. çıkarmak/etmek/yapmak 1. to make a noise; to create a hubbub. 2. to create an uproar. 3. to raise a row, raise a ruckus. ye gelmek to get lost in the shuffle. ye getirmek/boğmak /ı/ 1. to cause (something) to be lost in the confusion. 2. to get (something) by distraction or by taking advantage of a confusion. ye gitmek 1. to get lost in the shuffle. 2. to suffer punishment or loss through no fault of one´s own. koparmak 1. to start a clamor, start an uproar. 2. to raise a row, start a ruckus. ye/patırtıya pabuç bırakmamak not to be easily intimidated by mere threats. patırtı noise, commotion, noisy confusion. ye/patırtıya vermek /ı/ to set (a place) in an uproar.