etçil
KAVMİYETÇİLİK
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
İslâmiyetin âyet-i kerime ve hadis-i şerifle men'ettiği, soy sop üstünlüğü ileri sürerek, kendi kavminden olmayanlardan ayrılmak ve onları hakir görmek. (Bak: Asabiyet-i câhiliye)
Aletçilik.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Aletiyye, Fr. Instrumentalisme, İng. Instrumentalism). Amerikan düşünürü pragmacı John Dewey'nin öğretisi... Amerikan düşünürü William James'in (1842-1910) uygulayıcılığından (pragmatizm) yola çıkan Amerikan düşünürü John Dewey'nin (1859-1952) aletçilik (enstrümantalizm) öğretisine göre bilimsel yasa, kuram ve kavramlar birer aletten ibarettirler. Başarılı olurlarsa iyi ve gerçektirler, başarılı olmazlarsa gerçek değildirler ve kötüdürler. Deneysel mantık adıyle de anılan aletçiliğe göre biliin, belli bir durumda en elverişli davranışın araştırılmasını sağlamaktan başka, hiç bir objektif gerçekliği yoktur. bkz. Uygulayıcılık, İyicilik, Olguculuk.
Devletçilik.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Devletçilik, Fr. Etatisme). ekonomik ve toplumsal bütün görevlerin devletçe yönetimi... Devletçilik, kişisel çıkarlara dayanan ve toplum çıkarını kişisel çıkarların toplamı sayan liberalizmin karşıtıdır. Devletçi düşünceye göre kişiler, toplumun çıkarına değil, kendi çıkarlarına yararlı olurlar; bu durumsa topluma büyük zararlar verir ve gelişmeyi önler... Ekonomi alanında merkantilistler devletçidirler. İlk merkantilistler devletçidirler. İlk merkantilist, hammaddelerin çıkışıyle yapılmış maddelerin girişini ağır gümrük resmine ve bunun tersini de hafif gümrük resmine ve bunun tersini de hafif gümrük resmene bağlamak gerektiğini ağır gümrük resmine ve bunun tersini de hafif gümrük resmine bağlamak gerektiğini savunan J. Bodin'dir (1530-1596). İspanyol merkantilizmine kameralizm akımlarıyle yeni görüşler girmiştir. Bullionizm, ulusal zenginliği değerli maden stoklarının artmasında görür. Kameralizm, ulusal zenginliği devlet kasasının zenginliğinde bulur. Ekonomi dünyasının XVI., XVII, ve XVIII. yüzyıllarda yöneten merkantilizm, devlet sosyalizminin öncüsüdür. Merkantilist yazarların ortak düşünceleri devletçilik, ulusal ekonomiyi koruyuculuk ve sanayıcilik sorunlarında toplanır. Birinci Dünya Savaşından sonra (1914-1918) birçok ülkeler yeniden bu ilkelere dönmüşlerdir (neo-merkantilizm). Devletçilik, liberalizme karşı ileri sürülmesine rağmen, anamalcılık düzeyinde yer alır. Liberal anamalcılık, giderek devletçi anamalcılığa dönüşmüştür. Devlet hangi sınıfı temsil ediyorsa devletçilik o sınıfın yararına işler. Bu anlamda devlet kapitalizmi ve tekelci devlet kapitalizmi, ayrıca da devlet sosyalizmi deyimleriyle dilegetirilen devletçilik'ler anamalcı grupların egemen olduğu ülkelerde amalcılığın devletçe desteklenmesi ve güçlendirilmesi anlamını içerirler. Marksçı anlayışa göre işçi sınıfının egemen olduğu ülkelerde devlet kapitalizmi, geçici bir yönetim olarak, işçi sınıfı yararına işletilebilir. Devlet sosyalizmi 'yse siyasal dilegetirilişini sosyal demokrat'lıkta bulunan gözden geçinmeci ve iyileştirmeci (revizyonist ve reformist), böylelikle de oyalayıcı ve gün geçirici (oportünist) Lasalcilik'tir. bkz. Devlet, Ekonomi, Toplumculuk, Anamalcılık, Tekecil Anamalcılık, Lasalcilik, Sağcı Toplumculuk, Gözdengeçiricilik, İyileştirmecilik, Tarihsel Özdekçilik, Oportünizm.
MİLLİYETÇİLİK [İng. Nationalism]:
(Sociological Dictionary) :
Bir toplumda millî kültürü hâkim kılmak veya başka bir toplumun baskısından kurtulmak, bağımsızlığı kazanmak kadar sürdürebilmek için gerekli olan kültür ve siyaset eğilimleridir. (Ülken, H. Z., 1969)Milliyetçilik, milletlerin iç ve dış engellemelere rağmen, ekonomide, dış politikada ve kültürel alanda sistemli bir şuurlu bir şekilde kendi değerlerine, menfaatlerine, kimliklerine sahip çıkmalarıdır. Bu düşünce ve davranış şeklinden uzaklaşma, milletleri Dünya'da belirli merkezlerin ve tesirli ülkelerin siyasî, ekonomik ve kültürel açık pazarı haline getirebilir. Milliyetçilik, diğer milletlerin de varlığına saygı duyarak ve kendilerine de saygı duyarak toplumu her alanda yaşama hakkına sahip kılmaktır. Ne dışa kapanmaya, ne de diğer milletlere duygusal düşmanlıklara ihtiyaç vardır. Milletlerarası işbirliği ve dayanışma, millî menfaatlerden taviz verilerek elde edilemez. Milliyetçiliğin kanda, renkte ve kafatası şekillerinde değil; bir millete mensup olam şuurunda, milli ve dinî acılı ve sevinçli günlere, milli sembollere katılabilmede, kültür unsurlarından zevk ve pay alabilmede aranması gerekir. Milliyetçilik, sadece fikirde, duyguda yaşayan bir birliktelik değildir. Yaşanan bir şey olduğu için davranışlarda, tutumlarda kendisin müşahhaslaştırır (somutlaştırır). Tavır alışlar bütünüdür. Sadece resmi törenlerde kullanılabilen bir malzeme değildir.Milliyetçilik, milletlerin kalabalıklaştırılmamasının, coğrafyaların vatansızlaştırılmamasının garantisidir. Önce Türk insanının meselelerine eğilmeyi daha sonra da insanlığa yaklaşmayı gerektirir.Milliyetçilik, korumacılığı ve gelişmeciliği bünyesinde kapsar. (Bkz. Mahafazakârlık) Milliyetçilik hareketlerini sadece bir sınıfa has veya sadece 1789 Fransız İhtilâli'nin bir sonucu gibi "burjuöazi" ile özdeş görmek eksik bir bakış açısıdır. Milliyetçiliği, "ulusal kapitalizm dönemi" ne has bir görüş veya ideoloji olarak görmek de yanlıştır. Milliyetçiliği burjuvazinin ve kapitalizmin gelişmesinden doğan bir geçiş toplumuna ait düşünceolarak görmek de milliyetçiliğin Batıya has bir yorum çeşididir. Bilge Kağan'ın Orhun Abidelerinde Çin kültüründen etkilenilmemesi buyruğu, düşman saldırılarına karşı kuvvetli olunması isteği, "üstte gök çökmedikçe, alta yer delinmedikçe, senin ilini töreni kim bozar" dediği 730'lu yıllarda ne kapitalizm, ne de, burjuvazi vardı. (Bkz. Burjuvazi vardı.(Bkz. Burjuvazi) Milliyetçi düşüncenin sınıfı olmaz.Bazı düşünürler insanlık tarihin, milli menfaat çatışmalarının tarihi olarak da görürlerİslâm'da milliyetçilik değil; ırkçılık kabul göremz. İslâma göre üstünlük, "takva" dadır. İslâm, farklılıkları reddetmeyen ve onların üzerinde birlik (tevhid) arayan bir dindir. Her bir kavmin yaratılış ve varlık sebebini kavrayamayanlar, İslâmı da yeterince anlayamayanlardır.Sınırsız, vatansız, millî menfaatlerin terkedileceği, millî sembollerin dışlanacağı, milletlerin kendi milli varlıklarını ve kimliklerini reddecekleri bir dünya ütopyadır. (Bkz. Ütopya)Milliyetçilik din dışı bir ideoloji de değildir. Korunarak geliştirilmesi gereken milli kültür içinde din önemli bir sosyal müessesedir.Milliyetçilik ve onun sosyal ve ekonomik hayata somutlaştırdığı tavır alışlar, toplumu birleştirci ve yüksek bir ideal uğruna bütünleştirci bir rol oynarlar. Bu tavır alışlar ve davranış şekilleri, millet seviyesinde kabul görmüş ortak mutabakatların savunulmasıdır. Bunlar sadece herhangi bir sınıfı, tabakayı, aşiret veya boyu, siyah ve beyaz renklileri değil,milletin bütününü yakından ilgilendirir. Bu bakımdan, milliyetçilik bölen değil, birleştiren bir düşünce sistemidir. Milliyetçililğin tecavükâr şekilleri Türk tarihine yabancıdır.
İKTİSADİ MİLLİYETÇİLİK
(Dictionary of Economics) :
Askeri ve sivil ihtiyaçların karşılanmasında ülkenin dış ülkelere bağlı olmayacak, kendi imkanları ile savaşta ve barışta kendine yetebilecek bir duruma erişmesini hedeflemektedir.