streak

Results for "streak"

have a losing streak
(English - Turkish Dictionary) :
k. dili (birinin) şansı rast gitmemek.

have a lucky/winning streak
(English - Turkish Dictionary) :
k. dili (birinin) şansı rast gitmek.

like a streak of lightning
(English - Turkish Dictionary) :
k. dili yıldırım gibi.

streak
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. çevresinden farklı renkte olan ince çizgi: Her hair has streaks of gray in it. Saçında gri çizgiler var. It made a streak of light in the sky. Gökte çizgi halinde bir ışık bıraktı. 2. özellik, taraf, yön: He´s got a stubborn streak. Onun inatçı bir yönü var. f. 1. yıldırım gibi geçmek/koşmak. 2. (bir yüzeyde) renkli çizgiler yapmak: I shall streak this painting with yellow. Bu tabloya sarı çizgiler koyacağım. 3. (saça) meç yapmak.

Last Searched Words

English - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

Religious Terms Dict.

Tecellî-i Sıfat

Medical Terms Dict.

Italiano - Turkish Dict.

Turkish - Kurdish Dict.

English - Turkish Dict.

Computer and Internet

smoothing capacitor

Ottoman - Turkish Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

tympanic membrane

English - Turkish Dict.

slight 2

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (218132k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (100857k)

Turkish - French Dict.

açık (83882k)

Turkish - French Dict.

ırmak (76998k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (73942k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (63608k)

Turkish - French Dict.

çatı (61254k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (60920k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (59845k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (59238k)

Turkish - French Dict.

balık (57391k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (55964k)