unsettled

Résultats pour "unsettled"

Anglais - Turc Dictionnaire

be unsettled about/as to

 (Anglais - Turc Dictionnaire) :
... hakkında kararsız olmak, ... hakkında tereddüt içinde olmak.
 Anglais - Turc Dictionnaire

unsettled

 (Anglais - Turc Dictionnaire) :
s. 1. tedirgin, huzursuz. 2. karışıklık içinde, çalkantılı; karışık: The situation´s still unsettled. Durum hâlâ karışık. unsettled political situation karışık siyasal durum. 3. kararlaştırılmamış, halledilmemiş, askıda: an unsettled matter halledilmemiş bir sorun. 4. ödenmemiş, kapanmamış: unsettled debt ödenmemiş borç. 5. değişken: unsettled weather değişken hava. 6. yerleşik olmayan. 7. meskûn olmayan: unsettled land meskûn olmayan arazi.
Recherches de mots-clés Turkish - French Dict. ılık (217886k) Turkish - Germany Dict. çüş (100784k) Turkish - French Dict. açık (83838k) Turkish - French Dict. ırmak (76885k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (73864k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (63562k) Turkish - French Dict. çatı (61228k) Turkish - Germany Dict. ılım (60786k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (59699k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (59216k) Turkish - French Dict. balık (57365k) Turkish - Germany Dict. hasır (55938k)