Buyruk.
Buyruk.
(Dizionario filosofico) :
bkz. Kesin Buyruk.
Kesin Buyruk.
(Dizionario filosofico) :
(Os. Emr-i mutlak, Fr. Imperatif categorique). Kesinlikle yerine getirilmesi gereken kural... Yerine getirilmesi koşula bağlanmış olan kural'ı dilegetiren koşullu buyruk (Os. Emr-i kıyasî, Fr. Imperatif hypothetique) deyimi karşılığında kullanılır. Her ikisi de Kant'ın deyimleridir. Kant, törebilimsel kuralları buyruk olaraknitelemektedir. Ona göre bir buyruk, yani bir törebilimsel kural, ya kesin olur ya da koşullu. Örneğin "yalan söyleme" kuralı kesin buyruk'tur, "victan azabı çekmek istemiyorsan yalan söyleme" kuralı koşullu buyruk'tur... Kant'a göre ahlâksal buyruk kesindir. Kant, teorik usun ancak görünen şeyi bilebileceğini ve kendiliğinden şeyi asla bilemeyeceğini ileri sürdüğ halde pratik usun gücünü ve kesinliğini savunmuştur. Zekâ (teorik us) sınırlıdır ama irade (pratik us) güçlüdür. Bu bakımdan, töresel alan, şu üç kesin buyrukla düzenlenebilir: Genel bir yasa olmasını isteyebileceğin bir kurala göre davran, insanlığı bir erek olarak belirtecek biçimde davran, kendi yasanı kendin koyarak davran... Bu buyruklardaki kesinliğin gerekçesi şudur: Kant'a göre insanın ereği mutluluk olsaydı ona bir de us verilmesi gerekmezdi. Çünkü insandan başkalarında da bulunan içgüdüler mutluğu sağlamaya yeter. İnsana bir de us verildiğine göre mutluluktan başka bir erek düşünülmüş olmalıdır. Bu erek, ödev'dir. Ödev, usun buyruğunu yerine getirmektir. Töresel buyrukta da deneylerden alınmamış bir öz vardır. Öyleyse erdem de, zaman ve mekân gibi, deneydışı kategorik bir us verisidir. Bunun içindir ki erdem, bir sonuç değil, bir ilkedir. Zaman ve mekân, birer ilke olarak, nasıl kesinse erdem de öylece kesindir. bkz. Eleştiricilik, Törebilim.