derece

Results for "derece"

Ottoman - Turkish Dictionary

KURB-İ DERECE

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Ölen bir kimseye yakınlık derecesi.
 Dictionary of Economics

BİRİNCİ DERECEDE LİKİTİDE

 (Dictionary of Economics) :
Derhal kullanılabilir satınalma gücüne denir. Çekle kullanılabilir hesaplar, seyahat çekleri ve kredi kartları bu gruba girer.
 Dictionary of Economics

BİRİNCİ DERECEDE LİKİDİTE KATSAYISI

 (Dictionary of Economics) :
Birinci derecden likiditelerin, kısa vadeli taahhütlere oranıdır.
 Dictionary of Economics

İKİNCİ DERECE LİKİDİTE

 (Dictionary of Economics) :
Güçlük çekilmeksizin nakite çevrilen kıymetlerdir. Örneğin, düşük bir faiz fedakarlığı sonucu çekilen vadeli mevduat, vadesi çok yakın olan bir alacak senedi, derhal kırdırılabilecek bonolar.
 Dictionary of Economics

ÜÇÜNCÜ DERECE LİKİDİTE

 (Dictionary of Economics) :
Kolaylıkla paraya çevrilebilen taşınabilir varlıklar. Borsada kote edilmiş aksiyonlar, tahviller ile altın sikkeler üçüncü derece likiditedir.
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (181414k) Turkish - Germany Dict. çüş (95027k) Turkish - French Dict. açık (78159k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (70146k) Turkish - French Dict. ırmak (68128k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (56104k) Turkish - French Dict. çatı (55630k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (55013k) Turkish - French Dict. balık (53044k) Turkish - Germany Dict. ılım (51638k) Turkish - Germany Dict. hasır (51189k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (51088k)