commun
communicable
(English - Turkish Dictionary) :
s. bulaşıcı.
communicate
(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. iletmek, nakletmek, bildirmek. 2. (hastalığı) bulaştırmak, sirayet ettirmek. 3. (with) (ile) haberleşmek, iletişmek; (ile) iletişim kurmak. 4. (odalar) birbirine açılmak; with (bir oda) (başka bir odaya) açılmak. 5. Hrist. komünyon almak; (birine) komünyon vermek.
communication
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. iletme, iletim; iletilme, iletiliş. 2. (mektup, not, telgraf gibi iletilen) haber. 3. iletişim, haberleşme, komünikasyon. 4. çoğ. haberleşme; ulaşım.
communicative
(English - Turkish Dictionary) :
s. konuşkan.
communion
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. paylaşma. 2. katılma. 3. Hrist. komünyon. 4. Hrist. mezhep.