ciğer


Risultati per "ciğer"

ricette Glossario

PİLAVLAR-CİĞERLİ PİLAV

(ricette Glossario) :
(İçli Pilav)GEREKLİ MALZEME YAPILIŞI2 bardak pirinç 1. Pirinç ayıklanır, parmak5 kaşık yağ dayanacak kadar sıcaklıktaki suda3 bardak su ya da et 40-60 dakika kadar bekletilir.suyu 2. Diğer bir tencerede küçük küçükBir parça kuzu ciğeri doğranmış, kıyılmış ciğer, birBiraz çam fıstığı fincan kadar kuş üzümü, yine birBiraz kuş üzümü fincana yakın çam fıstığı, birkaçYeterince tuz tane karabiber kavrulur.3. Üzerlerine tuz ve üç bardak suilave edilir, kaynatılır.4. Islatılan pirinç iki defa soğuksu ile kırılmamalarına dikkatedilerek yıkanır, süzülür. Kaynayansu içerisine dökülür. Delikli kepçeile karıştırılır. Kapağı kapatılır.Harlı ateşte kaynatılır. Tekrarkarıştırılıp, hafif ateşe alınır.Kapağı kapatılarak suyunu çekinceyekadar bırakılır.5. Suyunu çekince ateşten alınır,üzerine kalan yağ kızdırılarakdökülür. Karıştırılmadan yirmidakika kadar demlenmeye bırakılır.Sonra kapağı açılarak karıştırılır.Yine aşağı yukarı yirmi dakika kadardaha kapalı tutularak kapağı açılırtekrar karıştırılır, servis yapılır.NOT:Pilav yapılacak bütün pirinçler sukaldıran, kırıksız, iyi pirinçlerdenolmalıdır. Süt beyaz kabapirinçlerden daha ziyade pirinç unuve sütlaç yapılır.
Dizionario Inglese - Turco

akciğer

(Dizionario Inglese - Turco) :
lungs. veremi path. pulmonary tuberculosis. yangısı path. pneumonia. zarı anat. pleura.
Dizionario Inglese - Turco

arnavutciğeri

(Dizionario Inglese - Turco) :
,-ni fried liver.
Dizionario Inglese - Turco

canciğer

(Dizionario Inglese - Turco) :
very close (friend). kuzu sarması very dear, intimate. olmak to be close friends.
Dizionario Inglese - Turco

ciğer

(Dizionario Inglese - Turco) :
1. liver. 2. lungs. 3. the heart, lungs, and liver sold by butchers as a unit. acısı sorrow caused by the loss of one´s child. leri bayram etmek slang 1. to enjoy a good smoke. 2. to enjoy breathing fresh air. i beş para etmez despicable. ini dağlamak/doğramak/ yakmak /ın/ to disturb greatly, grieve. ini delmek /ın/ to cause (someone) sorrow. ine işlemek /ın/ 1. to hurt (someone) deeply, affect (someone) deeply. 2. to chill (someone) to the bone; to soak (someone) to the skin. i kebap olmak to suffer greatly. imin köşesi 1. darling. 2. beloved child. ini okumak /ın/ to guess (another´s) secret thoughts. i sızlamak to be very moved (by a pathetic sight). lerini sökmek /ın/ to treat (someone) very cruelly. tavası fried liver. i yanmak 1. /dan/ to suffer greatly (from). 2. /a/ to feel great compassion (for).