canlı


Results for "canlı"

Recipes Glossary

PİLAVLAR-PATLICANLI PİLAV

(Recipes Glossary) :
GEREKLİ MALZEME YAPILIŞI2 bardak pirinç 1. Ayıklanmış iki bardak pirinç,5 kaşık yağ parmak dayanacak kadar sıcak suda3 bardak su veya et ıslatılır. Yarım veya bir saat kadarsuyu öylece bırakılır.1 patlıcan 2. Bir patlıcan alaca soyulur,Yeterince tuz doğranır, tuzlanır. Yarım saat kadarbekletilir. Suyu sıkılır, üç kaşıkyağ içerisinde hafifçepembeleştirilir.3. Üzerine üç bardak varsa et suyuyoksa su ve tuzu katılır, kaynamayabırakılır.4. Pilavın suyu kaynamakta ikenıslatılan pirinç parmaklar açılarakkarıştırılır, soğuk su ile iki defayıkanır. Suyu bir süzgeçle süzülür.Kaynayan suya dökülür, karıştırılır.Kapağı kapatılır. Kaynamayabaşlayınca altındaki ateş kısılır.Bir defa delikli kepçe ilekarıştırılır, kapağı kapatılaraksuyunun çekmesine kadar ateştetutulur.5. Suyunu çeken pilav ateştenindirilir, üzerine kızdırılmış ikikaşık yağ gezdirilir. Yine kapağıkapatılarak yirmi dakika kadardemlenmesi için bırakılır. Kapakaçılır, yine delikli kevgirlekarıştırılır. Kapatılır, on dakikasonra açılarak tekrar karıştırılır,servis yapılır.
Turkish - English dictionary

afacanlık

(Turkish - English dictionary) :
impishness.
Turkish - English dictionary

Azerbaycanlı

(Turkish - English dictionary) :
1. (an) Azerbaijani. 2. Azerbaijani (person).
Turkish - English dictionary

babacanlık

(Turkish - English dictionary) :
fatherliness.
Turkish - English dictionary

canlı

(Turkish - English dictionary) :
1. living, animate. 2. lively, full of life; sprightly; vivacious. 3. vivid, strong. 4. (someone, an animal) which has (a specified number of) lives: Kedi dokuz canlıdır. A cat has nine lives. 5. living being, living thing. sı fond of: para canlısı fond of money. bebek colloq. living doll, very beautiful woman. canlı alive, while still alive. cenaze person who looks likedeath warmed over, very wan and emaciated person. model live model. resim animated film. yayın live broadcast.