bozmak


Results for "bozmak"

Turkish - Kurdish Dictionary

bozmak

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
xirabe kirin, hûr kirin.
Turkish - Kurdish Dictionary

para bozmak

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
pere hûr kirin.
Ottoman - Turkish Dictionary

ABLUKAYI BOZMAK

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Muhasara hattını yarıp geçmek.
Dream Dictionary of Phrase

ABDEST BOZMAK

(Dream Dictionary of Phrase) :
Küçük abdest bozmak yoksul için zenginliğe, esir için azad olmaya, yolcu için memleketine dönmeye delalet eder. Uygun bir yere yahut tuvalete bevletmek sıkıntıdan kurtulmaya, İnsanların görebileceği herhangi bir yere bevletmek kişiyi sıkıntıya sokacak biir şey yapmaya, Sidiğin bir kısmını işeyip bir kısmını tutmak mevcut sıkıntının gitmesiyle birlikte malının bir kısmını kaybetmeye, Bilinmeyen bir yerde küçük abdest bozmak meçhul bir kadınla evlenmeye, Sidiği sıkışıp da su dökecek yer bulamamak bir şeygizlemek istediği halde uygun bir yer bulamamaya, Bevlini kolaylıkla yaptığını görmek rızkın kolay teminine Zorlanarak işediğini görmek geçim hususunda zorluklarla karşılaşmaya, Gömleğine bevlettiğini görmek evli için çocuğa, bekar için evlenmeye, Leğen, testi ,şişe ve benzeri kaplar içine yahut bir kuyuya işemek bir kadınla nikahlanmaya, Büyük abdest ihtiyacını gidermek mal ile yorulur. Tuvalette büyük abdest bozmak malını sarfetmeye, Herhangi bir kap yahut elbise üzerine bunu yapmak kadın yüzünden sıkıntıya düşmeye, Dere kenarı yahut vadide büyük abdest bozmak haksız yere töhmet altında tutulmaya, Biryere necaset yapıp üzerini toprakla örtmek malını defnetmeye, Yatağına büyük abdestini yapmak uzun sürecek bir hastalığa yakalanmaya delalet eder. ( Ayrıca bakınız Tuvalet, Necaset, Sidik.)
Turkish - English dictionary

bozmak

(Turkish - English dictionary) :
1. /ı/ to spoil, ruin; to harm, damage; to mar; to impair. 2. /ı/ to mess up, make a mess of (a place). 3. /ı/ to upset, spoil (plans, a system). 4. /ı/ to upset (one´s stomach). 5. /ı/ to change, break (a specified amount of money) into smaller units. 6. /ı/ to change, exchange (a specified amount of money) for another currency. 7. /ı/ mil. to defeat (a unit) decisively, rout. 8. /ı/ to embarrass, discomfit, discountenance. 9. /ı/ to violate (an agreement). 10. /ı/ law to abrogate; to quash; to overturn. 11. /ı/ to deflower, deprive (a woman) of her virginity. 12. /ı, la/ to have (something) on the brain, be too wrapped up in: Aklını seksle bozdu. He´s got sex on the brain. 13. /ı/ to complete the harvest in, harvest everything in (a specified place). 14. /ı/ to rip out the seams of (a garment) or to cut up (a garment) (so that it can be remade). 15. (for the weather) to turn nasty, get cold, stormy, or snowy.