bilîn


Results for "bilîn"

Philosophical Dictionary

Bilinç.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Şuur, Fr. Conscience, Al. Bewusstsein, İng. Consciousness, İt. Conscienza). Bilme yetisi... Metafizik ve idealist öğretiler bilinci özdeksiz bir güç olarak tanımlamışlar ve Alman düşünürü Hegel'de olduğu gibi onu insan varlığının büsbütün dışına çekerek evrenselleştirmişlerdir. Oysa biimsel araştırmalar, bilincin canlı özdeğin fonksiyonu olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. Bilinç, insan beyninin özel bir fonksiyonudur ve insanlaşma eylemini gerçekleştirmiştir. İlk insan bilinçli değildir. İnsanın hayvansal ya da doğasal yanıyle bilinçsel yanı, diyalektik bir bağıntıyle karşılık,ı birbirini oluşturarak gelişmiştir. İnsanlaşma, hayvanın eylemde bulunmasıyle başlamıştır. Örneğin insan doğadan bir balta üretmiş, bu üretimiyle kendisinde de kulübeyi yapabilecek insanı üretmiştir. Baltalı insan, böylesine diyalektik bir oluşma sonunda, atomlu insana kadar gelmiştir ve elbette çok daha ötelere gidecektir. Bilinç, canlı özdeğin ürünü olduğu halde, özdek "bilincin dışında bulunan ve ona bğlı olmayan bir şey" olarak tanımlandığından, bilinçle özdeği ayrılaştırmak kadar aynılaştırmak da yanlış sonuçlar verir. Vülger özdekdekçiler bu yanlışlığa düşmüşler ve bilinci özdekle aynılaştırmışlardır. Onlara göre "karaciğerin safra salması gibi beyin de bilinç salar". Bu, tümüyle yanlış bir özdekçilik anlayışıdır. Bilinç, beynin salgısı değil, özel bir fonksiyonudur ve kendi dışındaki nesnel olaylar diyalektiğinin beyinde yansımasıyle oluşur. Bilinç süreci, beynin salgısı olmadığı kadar, özdeksel süreçten bağımsız bir süreç de değildir. Diyalektik özdekçilik, bilinçle özdeği ne ayrılaştırır, ne de aynılaştırır. Bilinçle özdek arasında ayrılık olduğu kadar bağlılık da vardır, bilinç özdekle bağıntılıdır. Diyalektik özdekçilik, evrenin özdeksel birliğini (monizm) savunan bir öğretidir. Çeşitli biçimleriyle idealist öğretilerse evrenin birbirinden bağımsız ruh ve özdek ikiliğini (düalizm) savunmuşlardır. Felsefe tarihinin bu ana tartışması dört kolda uçlaşmıştır: Özdeği bilincin ürünü sayanlar (örneğin Hegel), özdekle bilinci aynı şey sayanlar (vülger özdekçiler), özdekle bilinci ayrı şeyler sayanlar (örneğin Descartes), özdekle bilinci ne ayrı ne de aynı şey sayanlar (diyalektik ve bilimsel özdekçiler). Özet olarak bilinç, nesnel gerçekliği insanda yansıtan bir işlev ve insanın kendi öznel varlığıyle birlikte çevresindeki nesnel varlığı kavramasını sağlayan ansal süreçlerinin bütünüdür. bkz. Us, Anlak, Anlık.
Philosophical Dictionary

Bilinemezcilik.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Lâedriyye, Fr. Agnosticisme, Al. Agnosticismus, İng. Agnosticism, İt. Agnosticismo). Nesnelerin kendilerinin hiç bir zaman bilinemeyeceğini ileri süren anlayış... Pragmacı Amerikan düşünürü William James'e göre "insanın evrendeki durumu, bir kedininkitaplıktaki durumu gibidir; görür ve dinler ama hiç bir şey anlayamaz". Bilinemezcilik düüşüncesini özetleyen bu sözün ilk biçimi İ.Ö. V. yüzyılda antik çağ Yunan felsefesinde söylenmiştir. Ancak Yunan bilinemezciliği, doğa bilimlerinden yararlanamayan düşünsel felsefenin aşırı tasarımlarına karşı bir tepki olarak meydana çıkmıştır. Ne var ki bir XX. yüzyıl düşünürü, Albert Camus de aynı kanıdadır: "Evren" insan için uyumsuzdur ve bilinemez". Oysa, bilim tanıtlamaktadır ki, evren her gün biraz daha insana açılmakta, her gün biraz daha bilinmektedir... Bilinemezciliğin ilk biçimlerini antik çağ Yunan düşüncesinin ünlü bilgicisi (sofist) Protagoras'ın "İnsan, bilebileceği tek şey olan kendisiyle yetinmelidir", törebilimin büyük ustası Sokrates'in "Bir şey biliyorum, o da hiç bir şey bilmediğimdir" Arkesilaoos'un "Bilmediğimi de bilmiyorum" sözlerinde bulmak mümkündür... Aklın sınırlarını çizen ve bu sınırların ötesinin bilinemeyeceğini söyleyen Kant'ın idealizmi, gözlemlerle erişilebilen olaylardan başka hiç bir şey bilinemeyceğini savunan Auguste Comte'un pozitvizmi, Spencer'in evrimciliği bu anlamda bilinemezciliktir. Kant'ın şu ünlü sözü, bilinemezciliği açıklar: "Bizler, sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiç bir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyceğimiz bir süjenin birbirlerine ola ilgisinden doğmuştur". Bilinemezcilik, biçim'le öz'ü ayrılaştırmaktan ve görünüş'ten gerçek'e geçememekten doğmuştur. Antik çağ Yunan felsefesinde şüphecilik olarak beliren bilinemezcilik giderek bilimi yadsımaya kadar varmış, bilmeye uğraşmaktansa bilinemez saymanın kolaylığı ve rahatlığı içinde hızla yayılmıştır. İdealizmi büyük ölçüde desteklemesi, bilinemezciliğe ayrı bir güç kazandırmaktadır. Oysa sorun pek yalındır, büyük bir diyalektik ustasının dediği gibi, "kauçuk yapıyoruz, demek ki kauçuğun kendiliğinde ne olduğunu biliyoruz". Bilinemezcilik deyimi, asıl anlamında, İngiliz düşünürü David Hume'la Alman düşünürü Immanuel Kant'ın öğretilerini adlandırır. Ne var ki, yukarda da belirtildiği gibi, olguculuktan pragmacılığa ve varoluşçuluğa kadar çağımızda da geniş etki alanları bulunan pek çok öğretiler bilinemezci niteliktedir. Bilinemezcilik anlamındaki agnostisizm teriminin de ilginç bir serüveni vardır: Terim, ilkin hem bu anlamda kullanılmamış hem de yanlış türetilmiştir. Terimi öneren İngiliz bilgini Thomas Huxley gnostisizm'i bilinircilik saydığı için bunun karşıt anlamına agnostisizm demiştir. Terimin kökü olan Yunanca gnosis sözcüğü gerçekte tinsel sırlar bilgisi demektir ve asıl bilinemezi dilegetiren mistik inançlar için kullanılmıştır, bu halde agnostisizm yanlış bir türetmedir. Bundan başka terimi kullanan bilimcilerin maksatları da, Hume ve Kant öğretilerini adlandırmak değil, bilimsel çalışmalar karşısında metafizik konuları bilinemez sayarak tanrıbilime ödün vermekti. bkz. Bilgi, Bilim, Şüphecilik, Gnostikler, Biçim ve Öz, Eleştiricilik, Eytişimsel Özdekçilik, Olguculuk, Yeniolguculuk, Ampirio-kritisizm, Uygulayıcılık, Varoluşçuluk, Uyumsuzluk Felsefesi.
Philosophical Dictionary

Bilinircilik.

(Philosophical Dictionary) :
bkz. Gnostikler.
Medicine and Hematology Glossary

bilingual

(Medicine and Hematology Glossary) :
iki dilli
Medicine and Hematology Glossary

stercobilin

(Medicine and Hematology Glossary) :
sterkobilin