bêşe


Résultats pour "bêşe"

Médecine et Hématologie Glossaire

obeseness

(Médecine et Hématologie Glossaire) :
obezite
Glossaire islamique

ABESE SÛRESİ

(Glossaire islamique) :
Kur'ân-ı kerîmin sekseninci sûresi. Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Kırk iki âyet-ikerîmedir. Birinci âyet-i kerîmede yüzçevirdi, iltifat etmedi mânâsına olan Abese lafzı sûreyeisim olmuştur. Sûrede, Kur'ân-ı kerîmin Allahü teâlâ tarafından bir mev'ize (nasihat, öğüt)olduğu bildirilmekte, Cenâb-ı Hakk'ın kudret ve azametine (büyüklüğüne) deliller getirilmekte,kıyâmet gününün dehşetli vaziyeti, o gün iyilerin ve kötülerin halleri ve daha başka hususlaranlatılmaktadır.Abese sûresinde meâlen buyruldu ki:O gün (kıyâmet günü) kişi kardeşinden, anasından, babasından, hanımından veoğullarından kaçar. O gün onlardan herkesin kendine yeter bir işi vardır. (Herkes kendiderdiyle meşgul olur. Başkasını düşünemez.) O gün yüzler vardır (dünyâda iken yaptığı geceibâdetleri veya aldığı abdestler sebebiyle) parıl parıl parlayıcıdır. (Gördükleri nîmetlersebebiyle) gülücüdür, sevinicidir. (Bunlar mü'minlerdir.) O gün yüzler de vardır, üzerlerinitoz toprak bürümüştür. Onu (da) bir zulmet, karanlık ve siyahlık kaplar. İşte bunlarkâfirler, fâcirlerdir. (Âyet: 34-42)
Glossaire islamique

BEŞER

(Glossaire islamique) :
İnsan, âdemoğlu (Bkz. Benî Âdem).
Glossaire islamique

Hayr-ül-Beşer

(Glossaire islamique) :
İnsanların en hayırlısı, her bakımdan en iyisi mânâsına. Peygamber efendimizinlakablarından biri.Hayr-ül-beşerin ağlaması da, gülmesi gibi hafîf idi. Kahkaha ile gülmediği gibi, yüksek seslede ağlamazdı, amma mübârek gözlerinden yaş akar, mübârek göğsünün sesi işitilirdi.Ümmetinin günâhlarını düşünüp ağlardı. (Ahmed Kastalânî)Ol gece kim doğdu ol hayr-ül-beşer,Ânesi anda neler gördü neler.Dedi gördüm ol Habîbin ânesi,Bir aceb nûr kim, güneş pervânesi.(Süleymân Çelebi)
Anglais - Turc Dictionnaire

be beset by/with

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
1. -in (olumsuz yönleri) çok olmak: This project´s beset with problems. Bu proje problemlerle dolu. 2. -i kaplamak, -i istila etmek: I was suddenly beset by doubts. Birdenbire içimi kuşkular kapladı.