supple

Results for "supple"

supple
(English - Turkish Dictionary) :
s. 1. çeviklikle hareket edebilen, çevik. 2. yumuşak ve esnek. 3. yeni durumları çabuk kavrayıp onlara alışabilen (zekâ). 4. akıcı ve hoş (üslup).

supplement
(English - Turkish Dictionary) :
i. ilave, ek.

supplement
(English - Turkish Dictionary) :
f. by (belirli bir şey yaparak) (bir şeyin) eksikliklerini gidermek; by (belirli bir şey yaparak) (bir şeyi) artırmak; with (belirli bir şeyle) (bir şeyi) artırmak: He supplements his income by giving private lessons. Özel ders vererek gelirini artırıyor.

supplementary
(English - Turkish Dictionary) :
s. ek olan, ek.

supplementary angles
(English - Turkish Dictionary) :
mat. bütünler açılar.

Last Searched Words

Turkish - Turkish Dict.

Kurdish - Turkish Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

Computer and Internet

measuring range

Medical Terms Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

French -Turkish Dict.

Turkish - Turkish Dict.

Turkish - French Dict.

Turkish - French Dict.

hafta sonu

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (227150k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (103134k)

Turkish - French Dict.

açık (86155k)

Turkish - French Dict.

ırmak (78745k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (75180k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (65381k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (63660k)

Turkish - French Dict.

çatı (62716k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (61956k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (60792k)

Turkish - French Dict.

balık (58970k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (57916k)