YEMÎN


Results for "YEMÎN"

Islamic Glossary

Yemîn Keffâreti

(Islamic Glossary) :
Yapılan yemîne riâyet etmeyip, yemîni bozan bir müslümana lâzım gelen keffâret, cezâ.Yemîni bozmadan keffâret verilmez. Yemîni bozduktan sonra keffâreti geciktirmekgünâhtır.Yemîn keffâreti için bir köle âzâd edilir. Yâhut zekât alması câiz olan erkek veyakadın on fakîre bütün bedenini örtecek kadar bir kat çamaşır verilir. Veya aç olan on fakîr birgün iki defâ (sabah-akşam) doyurulur. Bu üçünden birini yapamayan fakir, üç gün ard ardaoruç tutar. Bu oruçlara geceden niyet edilir.Kadın üç günü tamamlamadan hayz başlarsa, hayzbittikten sonra yeniden üç gün tutar. (İbn-i Âbidîn)
Islamic Glossary

Yemîn-i Gâmûs

(Islamic Glossary) :
Günâha ve Cehennem'e sokan yemin. Geçmişteki bir şey için, bile bile yalan söyleyerek,yemin etmek.Yemîn-i gâmûs eden kimse için peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:Kim yalan yere yemîn ederse, Allahü teâlâ onu Cehennem'e koyar. (Merginânî)Yemîn-i Gâmûs büyük günâhtır. Pişman olunca tövbe edilir. Keffâret verilmez. (İbn-iÂbidîn)
Islamic Glossary

Yemîn-i Lağv

(Islamic Glossary) :
Boş yere yemîn. Geçmiş bir şey için zan ile yanlış yemîn etmek. Bunda günah ve keffâretyoktur.
Islamic Glossary

Yemîn-i Mün'akıde

(Islamic Glossary) :
Geleceğe âit bir iş hakkında meselâ ilerde yapacağım veya yapmayacağım diyerek yapılanyemîn.Mün'akıde yemin üç türlüdür: Birincisi zaman bildirmeden yapılır.Meselâ döğeceğim diyeyemîn edince, ikisi de sağ kaldıkça, döğmezse yemîn bozulmaz.Biri ölünce bozulur.Döğmeyeceğim diye yemîn edince, ölünceye kadar döğmezse, sonsuz olarak bozulmaz. Birkerre döğerse bozulur. Keffâret denilen cezâsını yerine getirir ve yemin biter. İkinci defâdöğerse, keffâret vermez. İkincisi, zaman bildirilerek yapılan yemindir. Zamânı gelmedenbozarsa, keffâret lâzım olur. Zamânı gelmeden önce ölürse yemin b ozulmaz. Üçüncüsü, şartabağlı yemindir. Yemin ettiği şeyin yapılıp, yapılmamasını, kendinin veya başkasının bir şeyiyapıp yapmamasına bağlamaktır. Zaman söylenmedi ise, hemen yapmak, zaman söylendi ise,zamânın sonuna kadar yapmak lâzımdır. Kalkıp gelmezsen vallahi seni döğerim demek bu çeşitbir yemindir. (Merginânî, İbn-i Âbidîn)
Turkish - English dictionary

yemin

(Turkish - English dictionary) :
oath. i basmak quickly/readily to swear (that ...): Hiç yapmadım diye yemini bastı. She quickly swore she´d never done it. billah etmek /a/ to swear to God (that); to take an oath. etmek 1. /a/ to swear (to do something). 2. to take an oath. etsem başım ağrımaz. colloq. I can say it with a clear conscience. ettirmek /a/ to have (someone) swear an oath, administer an oath to; to swear (someone) in. verdirmek /a/ colloq. to make (someone) swear (to do something). vermek /a/ colloq. to swear (to do something).