TAKLİD
Îmân-ı Taklîdî
(Islamic Glossary) :
Bir hocadan veya kitaptan okuyup öğrenmeden ana, babasından ve etrâfından görüp işittiğigibi inanmak.Îmân üç kısımdır: İmân-ı taklîdî, îmân-ı istidlâlî, îmân-ı hakîkî. Îmân-ı taklîdî sâhibi, farzı,vâcibi, sünneti, müstehâbı bilmez. Ana-babasından gördüğü gibi inanır ve yalnız gördüğü gibiibâdetlerini yapar. Bu gibilerin îmânından korkulur. (Kutbüddîn-i İznîkî)Îmân-ı taklîdînin kıymetsiz olması, peygamberlerin aleyhimüsselâm doğru söylediklerini,bildirdikleri her şeyin doğru olduğunu düşünmeden yalnız anadan babadan ve etraftan görerekhâsıl olduğu içindir. (İmâm-ı Rabbânî)
Mezheb Taklidi
(Islamic Glossary) :
1. Amelde yapılacak işlerde bir müctehidin ictihâdlarına, fetvâlarına tâbi olma. Mevcût dörthak mezhebden birini öğrenip, kabûllenip, onunla amel etme.Her müslüman vücud yapısına, yaşadığı iklim şartlarına, iş hayâtına göre kendisine dahakolay gelen ve meşhûr olan dört mezhebden birini seçer. Yâni bu mezhebin ilmihâl kitâbınıokuyup, öğrenir, ibâdetlerini ve bütün işlerini bu mezhebi taklîd ederek yapar. Böylece bumezhebe girmiş olur. Dört mezhebden birini taklîd etmeyen kimse, Ehl-i sünnetten (Peygamberefendimiz ve Eshâb-ı kirâmın yolunda olanlardan) ayrılmış olur. (Şernblâli)Mezheb taklîdi demek; kitâb (Kur'ân-ı kerîm) ve sünnetten ayrılmış olmak değildir. Bilakismezheb imâmının kitâb ve sünnetten bildirdiklerine uymak, yâni kitâb ve sünnete uymakdemektir. (Abdurrahmân Silhetî, Nablüsî)Bugün din bilgilerini bu dört mezhebden birinin ilmihâl kitablarından öğrenmekten başkaçâre yoktur. Herkes kendine kolay gelen mezhebi seçer. Onun kitablarını okur, öğrenir. Herişini bu mezhebe uygun yapar. O mezhebi taklîd etmiş olur. (Yûsuf Nebhânî)2.Dört mezhebden birine uyan kimsenin bir işi yapmada ihtiyâç veya zarûret (başka hiçbirçâre bulunmama) veya meşakkat (güçlük) bulunduğunda, diğer mezheblerden birinin bumes'eleyle ilgili şartlarına uyarak faydalanma.Bir kimse bağlı olduğu mezhebde, kendi anlayışına göre değil, dinde bildirilen ölçülerçerçevesinde bir hususta mecbur kalınca, diğer üç mezhebden birini taklîd edebilir. Fakat omezhebin o hususla ilgili bildirdiği şartların hepsini de yapması lâzım dır. Meselâ Hanefîmezhebinde olan bir kimsenin Şâfiî mezhebini taklîd ederek necâset (pislik) bulaşmış kulleteyn(küçük havuz) miktârı sudan abdest alırsa, yüzü yıkarken niyet etmesi ve tertibe riâyet etmesive imâm arkasında Fâtihâ okuması ve namazda tâdil-i erkânı muhakkak yapması lâzımdır.Bunları yapmazsa namazın bozulacağı söz birliği ile bildirilmiştir. (Abdurrahmân İmâdî,Abdülganî Nablüsî)Bir kimse bir mezhebe tâbi olunca, ihtiyâc olmadıkça başka mezhebi taklîd etmez. Fakat birişi yapmakta kendi mezhebine uymak güç olursa, o işi başka mezhebi taklîd ederek yapmasıcâiz olur. (Muhammed Hâdimî)
TAKLÎD
(Islamic Glossary) :
1. İnanılacak şeylerde düşünmeden, anlamadan, yalnız başkasından işiterek, görerekinanma, îmân etme.Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğuna göre taklîd ile inananın îmânı sahîhtir, doğrudur. Yâni okimse, mü'mindir, müslümandır. Ancak istidlâlî yâni düşünerek, anlayarak inanmayı terk ettiğiiçin günâhkârdır.2. Amelde yâni yapılacak işlerde delîlini araştırmadan bir müctehidin ictihâdlarına(mezhebine) uyma, bağlanma.Kur'ân-ı kerîmde; "Bilenlerden sorun" buyruldu. Bunun için müctehide sormak, birmezhebi taklîd etmek, bağlanmak vâcib oldu. Bir mezhebi taklîd etmek, o mezhebde olduğunusöylemekle olur. Söylemeksizin kalb ile niyyet ederek de olur. Mezhebe uymak, m ezhebimâmının sözlerini okuyup öğrenip, yapmak demektir. Öğrenmeden, bilmeden ben Hanefîyim,Şâfiîyim demekle o mezhebe girilmiş olmaz. Böyle olanlar, hocalara sorarak, ilmihâlkitablarından öğrenerek ibâdet yapmalıdır. (İbn-i Âbidîn)Müctehîd olmayanların dört mezhebden birini taklîd etmeleri lâzımdır. Dört mezhebdenbirine uymayan iş bâtıldır. Dört mezhebden başkasını taklîd etmek câiz değildir. BugünMuhammed aleyhisselâmın dînine uymak bu dört mezhebden birini taklîd etmekle o lur.Mes'elelerin, delîllerini bilmek lâzım değildir. Delîlini anlamak müctehidin vazîfesidir. Birmezhebi taklîd eden, bağlanan için delîl, mezheb imâmının sözleridir. (Abdülganî Nablüsî)Herkes dört hak mezhebden kendine kolay gelen mezhebi seçer. Onun kitablarını okur,öğrenir. Her işini bu mezhebe uygun yapar. O mezhebi taklîd etmiş olur. O mezhebden olur.Herkese anasından, babasından işittiğini, gördüğünü öğrenmek kolay geleceği için,müslümanlar, analarının-babalarının mezhebinde olmaktadır. Bir mezhebden çıkıp diğerinegirmek câiz ise de, yenisini öğrenmek için senelerce çalışmak lâzım olur ve önceki mezhebiniöğrenmek için yaptığı çalışmaları boşuna gitmiş olur. Hem de es kileri ile yeni bilgilerikarıştırarak şaşırabilir. Bunun için fıkıh âlimleri, câhillerin (fıkıh bilgisi olmayanların) başkamezhebi taklîd etmelerini men etmişler, harâc, meşakkat olmadıkça mezheb taklid etmelerineizin vermemişlerdir. Bir mezhebi beğenmiyerek ondan çıkmak hiç câiz olmaz. Çünkü Selef-isâlihîni techîl etmek (câhil bilmek), beğenmemek küfr olur. (Muhammed Hasen Fârûkî,Abdurrahmân Silhetî)3. Kendi mezhebine göre yapmasında harâc (meşakkat) veya zarûret bulunan bir şeyiyapabilmek için bu işi başka mezhebin şartlarına uyarak yapmak.Kendi mezhebinde yapamadığı bir işi başka mezhebi taklîd ederek yaptığında o mezhebdebu iş için olan farzları, vâcibleri de yapması, müfsidlerinden (o şeyi bozan şeylerden),haramlarından sakınması lâzımdır. Bunun için o mezhebdeki lâzım olan şeyler i de öğrenmesigerekir. (Abdülganî Nablüsî, Abdurrahmân Silhetî)
Taklîdî Îmân
(Islamic Glossary) :
İnanılacak şeylerde düşünmeden anlamadan, yalnız başkasından işiterek inanma, îmân etme.(Bkz. Îmân)
taklidi
(Turkish - English dictionary) :
1. imitative. 2. counterfeit.