SÜFTE
SÜFTE-GUŞ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Kulağı delinmiş olan. Kulağı delik.
SÜFTECE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(C.: Süfâtic) İçi kovuk boş cisim. * Bir yerden bir yere armağan olarak gönderilen şey. * Yol korkusundan emin olmak için tâcirlere borç olarak verilen para.
SÜFTECE
(Islamic Glossary) :
Tahrîmen mekrûh olan bir havâle şekli. Yolcuya borç verip, gittiğin yerde, falancayaödeyeceksin demek.Süftece yoluyla borc vermek tahrîmen mekrûhtur. Çünkü emânet olarak vermeyip süfteceyolunu tercih etmenin sebebi, paranın yolda kaybolması, çalınması veya elinden alınması gibitehlikelere karşı, alanın mes'ûliyetini sağlamak ve parasını emniyete al maktır. Çünkü emânetolarak verseydi, onun adına zâyi olacaktı. Borç olarak vermesiyle bunu alan nâmına olmasınısağlamış ve böylece verdiği borçtan menfaat te'min etme cihetine gitmiş olmaktadır. Bu isemekrûhtur. Ödünç veren mektub yazıp, ödünç verdiği yolcunun gideceği yerdeki arkadaşını oyolcuya havâle etmektedir. İşte, ödünç verme esnâsında süftece denilen borç şekli şartkoşularak borç verilirse, bu haramdır. Şartla alınan borç fâsiddir. Süftece şartı taşımadan,yolcuya ödünç vermek câizdir. (Mergînânî, İbn-i Âbidîn)
aşüfte
(Turkish - English dictionary) :
lascivious woman, Brit. tart.