SALİH


Results for "SALİH"

Ottoman - Turkish Dictionary

NÂKA-İ SÂLİH

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Salih Peygamber'in (A.S.) bir mu'cizesi olarak kayadan çıkan devesi. (Bak: Sâlih A.S.)
Ottoman - Turkish Dictionary

SALİH

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kara yılan.
Ottoman - Turkish Dictionary

SALİH (A.S.)

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Büyük peygamberlerden olup Hicaz ile Şam arasında oturmuş olan Semud kavmine gönderilmişti. Semud kavmi Âd kavminden sonra Arap yarımadasında kuvvet ve ma'muriyet bulup küfür ve dalâlete meyl ile putlara ibadet ediyorlardı. Salih (A.S.) kendilerini hak dine davet etmiş ise de, inanmayıp kendisinden mu'cize istemeleri üzerine; Allah, bir kayadan bir dişi deve çıkarmış ve deve derhal yavrulamış; bu hayvanla yavrusuna bakılması Salih Peygamber tarafından kavmine tavsiye olunduğu halde, bunlar deveyi dahi öldürdüklerinden Allah'ın gazabına uğramışlardı. İmana gelen küçük bir kısmın gerisi, mahv ve helâk olmuştu. Hz. Salih (A.S.), bir rivayette Mekke'ye ve bir rivayette de Kudüs'e çekilip orada vefat etmiştir. Enbiya-i Arab'dan olduğu halde Tevrat'ta zikredilmiştir.
Ottoman - Turkish Dictionary

SALİH(A)

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Salâh. dan) İşe yarar, elverişli, uygun, iyi. Haklı olan, itikatlı, dindar, dinî emirlere uyan. * Faziletli, ehl-i takva olan.
Ottoman - Turkish Dictionary

SALİHA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Safi gümüş. * İyi, sâlih kimse.