SAFİR


Results for "SAFİR"

Dream Dictionary of Phrase

MİSAFİRHANE

(Dream Dictionary of Phrase) :
Köylerde bulunan odalar ve diğer misafirhaneler nöbet beklemeye, cihad etmeye, kötülüklerden kaçınmaya ve kendini ibadetlere vermeye delalet eder.
Islamic Glossary

MÜSÂFİR (Misâfir)

(Islamic Glossary) :
Yolcu. Senenin kısa günlerinde, insan veya deve yürüyüşü ile üç günde gidilecek yeregitmeyi niyet ederek, bulunduğu yerin kenar evlerinin dışına çıkan kimse. (Bkz. Seferî,Seferîlik)Allah'a ve âhiret gününe îmân eden müsâfire ikrâm etsin. (Hadîs-işerîf-Meşârik-ul-Envâr)Üç kimsenin duâsı muhakkak kabûl olur. Mazlûmun, müsâfirin ve ana-babanın.(Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet- Terhîb)Bir kimse üç günlük yere gitmeyi niyet etmeden yola çıksa, bütün dünyâyı dolaşsa bilemüsâfir olamaz. (İbn-i Âbidîn)Müsâfir dört rek'atlı farz namazları iki rek'at kılar. Mukîm olan (müsâfir olmayan) imâmauyarsa, dört rek'at kılar. Müsâfir imâm olursa, dört rekatli farzların ikinci rekatının sonundaselâm verir. Cemâat ise, namazlarını tamamlamak için ikişer reka t daha kılar. (İbrâhim Halebî)Müsâfir, mest üzerine, üç gün üç gece (72 saat) mest edebilir. Kurban kesmesi vâcibdeğildir. (Tahtâvî)Evine, gelip geçici sâlih bir misâfir gelirse, onun hizmetini iyice yap! Hemen yemeğini ver,belki acıkmıştır. Yanında fazla oturma belki yorgundur. Yatmadan önce, kıbleyi, helâyı,seccâdeyi ona göster. (Süleymân bin Cezâ)Misâfiri çok severim. Çünkü rızkını Allahü teâlâ veriyor. Ben hiçbir şey yapmıyorum.Bununla berâber, Allahü teâlâ bana sevâb veriyor. (Şakîk-i Belhî)Dünyâ malına, makâmına ve dünyâ hayâtına güvenme! Biz bu dünyâda müsâfiriz, yolcuyuz.Sonunda ayrılıp gideceğiz. (Azîz Nesefî)
Turkish - English dictionary

başmisafir

(Turkish - English dictionary) :
guestof honor.
Turkish - English dictionary

misafir

(Turkish - English dictionary) :
1. guest, visitor. 2. white spot (in the cornea), nebula; leucoma. etmek /ı/ to put (someone) up (as a guest in one´s home). evi/konağı small, village house built to accommodate travelers. gibi oturmak 1. to sit stiffly on the edge of one´s chair. 2. to act as if a place is only one´s temporary home. 3. (for someone) not to turn a hand, not to do any work. odası guest bedroom, guest room. olmak /a/ to be a guest of or in. sanatçı guest artist. tohumu slang bastard. umduğunu değil, bulduğunu yer. proverb A guest can´t be choosy; he/she has to accept whatever hospitality is offered.
Turkish - English dictionary

misafirhane

(Turkish - English dictionary) :
1. small, village house built to accommodate travelers. 2. guesthouse (maintained by a firm or institution for its personnel). 3. caravansary; inn, hostelry.