SADAKA


Results for "SADAKA"

Ottoman - Turkish Dictionary

SADAKAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Sıdk. dan) Dostluk. Bir kimseye Allah (C.C.) için kalbden bağlılık, kalbi ve samimi doğrulukla olan dostluk. * Dostlukta sebat, vefadarlık.
Ottoman - Turkish Dictionary

SADAKATKÂR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Sâdık, sadakat sahibi.
Islamic Glossary

SADAKA

(Islamic Glossary) :
1. Allahü teâlânın rızâsına niyet ederek ve karşılık beklemeden muhtâc olanlara, fakirlere,hibe edilen mal, para ve her türlü iyilikte, ihsânda bulunma.Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki:Ey îmân edenler! Sadakalarınızı; insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah'a veâhiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek sûretiyle boşaçıkarmayın... (Bekara sûresi: 264)Akrabâya sadaka vermek, ecîr (sevâb) bakımından iki kattır. (Hadîs-işerîf-Kenzül-Ummâl)Yediğin şey sadakadır. Zevcene yedirdiğin şey, senin için sadakadır. Hizmetçineyedirdiğin şey, senin için sadakadır. Her iyilik sadakadır. (Hadîs-i şerîf-Dimyâtî)Hoş (güzel) söz, bir sadakadır. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Müslim)Mü'min kardeşinin yüzüne tebessüm etmek sadakadır. (Hadîs-i şerîf-Edeb-ül-Müfred)Sadaka; belâları önler, ömrü uzatır, bedene sıhhat verir, malı arttırır. (S. AbdülhakîmArvâsî)Ölüler için duâ ve istiğfâr ederek ve onlar için sadaka vererek, imdâdlarına yetişmeklâzımdır. (Ahmed Fârûkî)Zekât borcu veya başka borcu olanın sadaka vermesi sevâb olmaz, günâh olur. (S.Abdülhakîm Arvâsî)2. Zekât.Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki:Sadakalar; Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, miskinlere, (zekât toplayan)me'murlara, gönülleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (esirlik ve kölelikten kurtulmakisteyen esir ve) kölelere, (borcuna karşılık malı olmayan) borçlulara, Allah yolunda çalışıpcihâd edenlere, (parasız kalmış) yolcuya mahsûstur. (Tevbe sûresi: 60)Onların mallarından sadaka al ki, bununla onları (günahlarından) temizleyesin, onların(sevâblarını) artırıp yüceltesin. Ve onlara duâ et; çünkü senin duân, onlar için bir rahatlıkve huzûrdur (onların ızdırablarını yatıştırır) . Allah onların îtirâflarını (senin de duânı) işitici,kalblerindeki pişmanlığı bilicidir. (Tevbe sûresi: 103)Sadaka vermekle mal azalmaz. Allahü teâlâ, affedenleri azîz eder. Allah rızâsı içinaffedeni, Allahü teâlâ yükseltir. (Hadîs-i şerîf-Berîka)3. Ganîmet.Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:(Ey Resûlüm!) Onlardan, sadakaların taksimi husûsunda seni ayıplıyanlar da vardır.Sadakalardan onlara da bir pay verilirse râzı olurlar, şâyet onlara sadakalardan verilmezsehemen kızarlar. (Tevbe sûresi: 58)
Islamic Glossary

Sadaka-i Câriye

(Islamic Glossary) :
Yapıldıktan sonra sevâbı devâm eden hayırlı, iyi işler. Devamlı hayra sebeb olan sadaka.Bir mü'min vefât edince, bütün amelleri biter. Yalnız üç ameli bitmeyip, bunlarınsevâbı amel defterine yazılmaya devâm eder. Bu üç amel; sadaka-i câriye, faydalı ilim(kitabları) ve kendisine hayırlı duâ eden sâlih evlâddır. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Müslim veSahîh-i Buhârî)
Islamic Glossary

Sadaka-i Fıtır

(Islamic Glossary) :
İhtiyâcı olan eşyâdan ve borçlarından fazla olarak, nisâb yâni dinde zenginlik ölçüsümiktarında malı, parası bulunan her hür müslümanın, Ramazân bayramının birinci günü sabâhı,fakirlere vermekle yükümlü oldukları belli miktarlardaki buğday, arpa, h urma veya kuru üzümyahut kıymetleri kadar altın veya gümüş. Fıtra da denir. (Bkz. Fıtra)Allahü teâlâ, sadaka-i fıtr veren zenginlerinizi günâhlardan temizler (mallarına, işlerinebolluk ve bereket verir) . Sadaka-i fıtr veren fakirlerinize de, daha fazlasını verir. (Hadîs-işerîf-Ebû Dâvûd)Sadaka-i fıtr olarak 1750 gr. buğday veya buğday unu veya 3500 gr. arpa veya bu miktârhurma veya kuru üzüm verilir.Bunların kendisi verilebildiği gibi, kıymeti kadar altın ve gümüşde verilebilir. (Kâşânî, İbn-i Âbidîn)İslâmiyet'in vâcibleri yedidir. Sadaka-i fıtr, yakın akrabânın nafakası, vitr namazı, kurbankesmek, umre yapmak, anaya babaya hizmette bulunmak ve hanımının kocasına hizmeti.(Alâüddîn Haskefî)