NASIH


Results for "NASIH"

Ottoman - Turkish Dictionary

NASİHATPEZİR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Nasihat tutar, öğüt tutar, öğüt dinler.
Dream Dictionary of Phrase

NASİHAT

(Dream Dictionary of Phrase) :
Bir kimsenin hayırlı öğüdünü dinlemek Allah'tan korkmaya, öğütten kaçınmak bedbahtlığa; Düşmanın nasihatini dinlemek şeytanın ve nefsinin isteklerine uymaya, hiyanet ve aldanmaya delalet eder.
Islamic Glossary

Hadîs-i Nâsih

(Islamic Glossary) :
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin, son zamanlarında söyleyip, öncekihükümleri değiştiren hadîs-i şerîfleri.
Islamic Glossary

NASÎHAT

(Islamic Glossary) :
Dînin ve aklın beğendiği şeyleri tavsiye, öğüt.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:Muhakkak ki, Allahü teâlâdan korkan nasîhat alacaktır. (A'lâ sûresi: 10)Din nasîhattir. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ül-Cenne)Nasîhat vermek dînimizin birinci vazîfesidir. (İmâm-ı Gazâlî)Nasîhat vermek kolaydır. Nasîhati kabûl etmek güçtür. Çünkü, nefislerine uyanlara, dünyâzevklerinin peşinde koşanlara, nasîhat acı; haramlar ise tatlı gelir. (İmâm-ı Gazâlî)Ey oğlum! Sana nasîhatim şudur ki: Takvâya, Allah korkusu ile haramlardan kaçma ipineiyi sarıl. Eğer bu günün dünden, yarının da bugünden daha hayırlı olmasını temin edebilirsenbunu yap. Namaz kılarken vedâ edip ayrılacak olan kimsenin namaz kılışı gibi kıl. Çok ihtiyaçpeşinde koşmaktan, özür beyan etmek zorunda kalacağın işi yapmaktan sakın. (Avn binAbdullah)Alay edenlere, zarar yapacaklara nasîhat verilmez. Nasîhat, birinin yüzüne karşı olmamalı,umûmî olarak ortadan söylenmelidir. Hiç kimse ile münâkaşa etmemelidir. (MuhammedBağdâdî)
Islamic Glossary

NÂSİH

(Islamic Glossary) :
Daha önce bildirilen bir hükmü kaldıran, âyet-i kerîme veya hadîs-i şerîf. Kaldırılan hükmemensûh denir.Müctehid olmak için arabî yüksek ilimleri tamâmen bilip, Kur'ân-ı kerîmi ezber bilmek,âyet-i kerîmelerin geldikleri zamanları ve gelme sebeblerini, ne hakkında geldiklerini, nâsihveya mensûh olduklarını bilmek, yüzbinlerce hadîs-i şerîfi ezberden b ilmek, fıkıh ilminin usûl vekâidelerini tanımak, Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin açık ve kapalı mânâlarını kavramak,bu mânâlar kalbinde yer etmiş olmak, kuvvetli îmân sâhibi olmak, saf ve temiz bir kalbe sâhibolmak gibi şartları vardır. (Abdülhakîm Arvâsî)