NİYET


Results for "NİYET"

Islamic Glossary

NİYYET (Niyet)

(Islamic Glossary) :
Kasd etme, kalbin bir şeye yönelmesi. İbâdetleri, emre itâat ve Allahü teâlânın rızâsınakavuşmak için yaptığını kalbinden geçirmek.Ameller (iş, ibâdet) , niyete göre iyi veya kötü olur. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)Kul, birçok iyi ameller işler. Bu ameller mühürlü bir zarf ile melekler tarafındanAllah'a yükseltilir ve bu zarf Allah'ın huzûruna konur. Allahü teâlâ; "Bu zarfı atınız, zîrâbunun içindeki amel, benim rızâm için yapılmamıştır" buyurur. Sonra Allahü teâlâmelekleri çağırır ve; "Şu şu amelleri ona yazınız" buyurur. Melekler; "Yâ Rabbî! Obunların hiçbirini yapmadı" derler. Allahü teâlâ; "Yapmadı ama, yapmaya niyet etti"buyurur. (Hadîs-i şerîf-Dâre Kutnî)Niyet her şeyin başıdır. Hayırlı işler, iyi niyetlerle, güzel maksadlarla yapılırsa, sevâbı çokolur. Böyle kimseye, Allahü teâlâ doğruluk, sıhhat ve başka birçok nîmetler ihsân eder. Kiminniyetinde zayıflık bulunursa, bildirilen faydalara kavuşamaz . (Ebû Ali bin Kâtib)Niyet kalb ile olur. Ağız ile niyet etmek bid'attir. Bu bid'ate hasene demişler. Halbuki bubid'at yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor. Çünkü, çok kimseler, yalnızağız ile niyet ederek, kalb ile niyet etmiyorlar. Böylece, namazı n farzlarından biri olan kalb ileniyet yapılmıyor. Namaz kabûl olmuyor. Bu fakir, hiçbir bid'ati, hasene (güzel) olarakbilmiyorum. Hiçbir bid'atte güzellik görmüyorum. (İmâm-ı Rabbânî)Kıymetli oğlum! Mübahların fazlasından sakınmalısın. Mübahları lüzumu kadarkullanmalısın. Bunları da Allahü teâlâya kulluk etmek niyyeti ile yapmalısın. Meselâ, bir şeyyirken dînin emirlerini yerine getirmek için kuvvetlenmeğe, giyinirken örtünmeğe ve soğuktan,sıcaktan korunmağa niyyet etmeli ve her mübah için ve ders çalışırken böyle gerekli niyyetleryapmalıdır. (İmâm-ı Rabbânî)
Turkish - English dictionary

aleniyet

(Turkish - English dictionary) :
,-ti publicness, publicity, openness, overtness. e vurmak /ı/ to make (something) public.
Turkish - English dictionary

ayniyet

(Turkish - English dictionary) :
,-ti identicalness, identicality; identity.
Turkish - English dictionary

emniyet

(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. safety, security. 2. confidence, belief. 3. the police, the law. 4. safety, safety catch. 5. police headquarters. altına almak /ı/ to protect, secure. amiri chief of police (in a small district). bölgesi/sahası mil. safety zone. etmek 1. /a/ to trust in. 2. /ı, a/ to entrust (something) to (someone´s) care. kemeri safety belt. müdürlüğü police headquarters (in a province). müdürü chief of police (in a province). payı margin of safety. E Sandığı name of a credit institution which makes loans on the security of real estate or valuables. somunu locknut. i suiistimal embezzlement; breach of confidence. supabı safety valve. tedbiri security measure, safety precaution. tertibatı safety gear. vermek /a/ to give (someone) the impression of being trustworthy.
Turkish - English dictionary

emniyetli

(Turkish - English dictionary) :
1. safe. 2. trustworthy, reliable.