MÜSAL
MÜSALEMETKÂR
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
f. Barışçı, sulh taraftarı.
MÜSALİF
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Yol arkadaşı. * Birinden ileride bulunan. * Biriyle birlikte seyreden. * Bir işte beraber olan.
SENG-İ MUSALLÂ
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Musallâ taşı. Namaz kılınmak için cenaze konan taş.
Kamusaltanrıcılık.
(Dictionnaire philosophique) :
(Os. Mezhebi indimeç, Fr. Panentheisme, Al. Panentheismus, İng. Panentheism, İt. Panenteismo). Varlığın tanrı olduğunu ileri süren kamutanrıcılığı yadsıyan ve varlığın tanrıda içkin olduğunu ileri süren Krause'ın öğretisi... Alman düşünürü Krause, "her şey Tanrı değildir, ama Tanrıda içkindir" der (System der Philosophie, 1828). Bu anlahışa göre her şey tanrıdan çıkmşıtır, ama tanrıya indirgenemez; tanrı başka şeydir, evren başka şeydir. bkz. Kamutanrıcılık.
KAMUSAL MALLAR
(Dictionnaire des sciences économiques) :
Bazı mal ve hizmetler bünyeleri gereği bölünebilir; diğer bazıları ise bölünemezler. Bölünebilen, yani sağladığı fayda bireylere ayrı ayrı dağıtılabilen mallar (ki, bu tür mallara özel mal adı verilmektedir) özel ekonomi kesimi tarafından üretilir. Bunun tipik örneği ekmektir. Oysa ki, bazı mal ve hizmetlerin sağladıkları faydanın bireylere dağıtılması kabil değildir. Bunlar bireylerin değil, ancak toplumun istifadesine sunulabilirler. Bu tür mal ve hizmetler de kamu ekonomisi tarafından üretilirler. Bunun da tipik örneği milli savunma hizmetleridir. Bunlara kamusal mallar denir.