MEZHEB
Mâlikî Mezhebi
(Islamic Glossary) :
Ehl-i sünnetin ameldeki dört hak mezhebinden biri. Kurucusu İmâm-ı Mâlik bin Enes'tir.(Bkz. İmâm-ı Mâlik)
MEZHEB
(Islamic Glossary) :
Gitmek, tâkib etmek, gidilen yol. Mutlak müctehîd denilen dinde söz sâhibi âlimlerin,müslümanların yapmaları gereken hususlarla ilgili olarak dînî delîllerden (Kur'ân-ı kerîm,hadîs-i şerîfler ve İcmâ'dan) hüküm çıkarma usûlleri ve çıkarıp bildirdik leri hükümlerin hepsi.Ehl-i sünnetin (Peygamber efendimiz ve Eshâbının yolu) yüzlerce mezhebinden bugün dörttânesi kitâblara geçmiş olup, diğerleri kısmen unutulmuştur. Bu dört mezheb; Hanefî, Şâfiî,Mâlikî ve Hanbelî mezhebleridir. Müctehîd olmayanların bütün hareketler inde ve ibâdetlerindebir müctehîde tâbi olması yâni bu dört mezhebden birinde bulunması lâzımdır. (Tahtâvî,Hamdullah Decvî, Muhammed Bâvâ Viltorî)Eshâb-ı kirâmın (Peygamberimizi gören müslümanların) hepsi derin âlim, birer müctehîdidiler. Din bilgilerinde, siyâsette, idârecilikte, zamanlarının fen bilgilerinde ve tasavvufta (ahlâkilminde) birer deryâ idiler. Bu bilgilerinin hepsini, Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellemmübârek yüzünü görmekle ve kalblere işleyen, rûhları çeken sözlerini işitmekle az zamandaedindiler. Müctehîde kendi ictihâdı ile amel etmek lâzım geleceğinden her birinin mezhebivardı.Mezhebleri az veya çok farklı idi. Tâbiîn (Eshâb-ı kirâmı görenler) ve Tebe-i tâbiîn(Tâbiîn'i görenler) arasında da müctehidler vardı. Bu müctehidlerin mezheblerinden yalnızdördü kitaplara geçip dünyânın her yerine yayıldı. Diğerlerinin mezhebleri unutuldu. (SeyyidAbdülhakîm, Hamdullah Decvî)Her müslümanın; bir ibâdet, bir iş yaparken dört mezhebden birine uyması lâzımdır. Dörtmezhebden başka bir mezhebe uymak câiz değildir. Dört mezhebden birine tâbi olmak için bumezhebin fıkıh bilgilerini iyi öğrenmek lâzımdır. Bu da o mezhebde yazıl mış fıkıh ve ilmihâlkitâblarından öğrenilir. (Muhammed Abdurrahmân Silhetî)Dört mezhebin îtikâdları yâni îmânları birdir, ayrılıkları yoktur. Dördü de Ehl-i sünnetîtikâdında (inanışında)dır. Ehl-i sünnet îtikâdında olmayanlara bid'at ehli denir. (Şehristânî,Tahtâvî)Dört mezhebden birine uymak Kur'ân-ı kerîme ve Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemeuymaktır. Çünkü, mezheb imâmları Kur'ân-ı kerîmde açıkça bildirilen hükümleri, Peygamberefendimizin Kur'ân-ı kerîm ile ilgili açıklamalarını bildirdikleri gibi, K ur'ân-ı kerîmde ve hadîs-işerîflerinde açıkça bildirilmeyen hususların hükümlerini yine Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerinışığı altında ortaya koymuşlardır. (Abdülganî Nablûsî)
Mezheb İmâmı
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshâb-ıkirâmdan işiterek veya nakl ile toplayan, açıkça bildirilmemiş olanları da, kendi koyduklarıusûllere (metod) göre açıkça bildirilmiş olanlara benzeterek çıkaran derin âlim, mutlakmüctehîd. (Bkz. Müctehid)Bilinen dört mezheb imâmından başka mezheb imâmları da vardı. Fakat bunlarınmezheblerinde olanlar azala azala bugün hiç kalmadı. Eshâb-ı kirâmın hepsi derin âlim vemüctehid idi. Her biri kendi mezhebinde idi. Hepsi de mezheb imâmlarımızdan daha üst ün idi.Fakat bunların kitabları olmadığı için mezhebleri unutuldu. (Şa'rânî)
Mezheb Taklidi
(Islamic Glossary) :
1. Amelde yapılacak işlerde bir müctehidin ictihâdlarına, fetvâlarına tâbi olma. Mevcût dörthak mezhebden birini öğrenip, kabûllenip, onunla amel etme.Her müslüman vücud yapısına, yaşadığı iklim şartlarına, iş hayâtına göre kendisine dahakolay gelen ve meşhûr olan dört mezhebden birini seçer. Yâni bu mezhebin ilmihâl kitâbınıokuyup, öğrenir, ibâdetlerini ve bütün işlerini bu mezhebi taklîd ederek yapar. Böylece bumezhebe girmiş olur. Dört mezhebden birini taklîd etmeyen kimse, Ehl-i sünnetten (Peygamberefendimiz ve Eshâb-ı kirâmın yolunda olanlardan) ayrılmış olur. (Şernblâli)Mezheb taklîdi demek; kitâb (Kur'ân-ı kerîm) ve sünnetten ayrılmış olmak değildir. Bilakismezheb imâmının kitâb ve sünnetten bildirdiklerine uymak, yâni kitâb ve sünnete uymakdemektir. (Abdurrahmân Silhetî, Nablüsî)Bugün din bilgilerini bu dört mezhebden birinin ilmihâl kitablarından öğrenmekten başkaçâre yoktur. Herkes kendine kolay gelen mezhebi seçer. Onun kitablarını okur, öğrenir. Herişini bu mezhebe uygun yapar. O mezhebi taklîd etmiş olur. (Yûsuf Nebhânî)2.Dört mezhebden birine uyan kimsenin bir işi yapmada ihtiyâç veya zarûret (başka hiçbirçâre bulunmama) veya meşakkat (güçlük) bulunduğunda, diğer mezheblerden birinin bumes'eleyle ilgili şartlarına uyarak faydalanma.Bir kimse bağlı olduğu mezhebde, kendi anlayışına göre değil, dinde bildirilen ölçülerçerçevesinde bir hususta mecbur kalınca, diğer üç mezhebden birini taklîd edebilir. Fakat omezhebin o hususla ilgili bildirdiği şartların hepsini de yapması lâzım dır. Meselâ Hanefîmezhebinde olan bir kimsenin Şâfiî mezhebini taklîd ederek necâset (pislik) bulaşmış kulleteyn(küçük havuz) miktârı sudan abdest alırsa, yüzü yıkarken niyet etmesi ve tertibe riâyet etmesive imâm arkasında Fâtihâ okuması ve namazda tâdil-i erkânı muhakkak yapması lâzımdır.Bunları yapmazsa namazın bozulacağı söz birliği ile bildirilmiştir. (Abdurrahmân İmâdî,Abdülganî Nablüsî)Bir kimse bir mezhebe tâbi olunca, ihtiyâc olmadıkça başka mezhebi taklîd etmez. Fakat birişi yapmakta kendi mezhebine uymak güç olursa, o işi başka mezhebi taklîd ederek yapmasıcâiz olur. (Muhammed Hâdimî)
MEZHEBDE MÜCTEHİD
(Islamic Glossary) :
Mezheb imâmının koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, dînî delîllerden (kaynaklardan) yenihükümler çıkarabilen İslâm âlimi. Buna müctehid-i mukayyed ve müctehid-i müntesib de denir.(Bkz. Müctehid)İmâm-ı Muhammed Şeybânî, fıkıh âlimlerinin ikinci tabakasından olup, mezhebdemüctehiddir. Hanefî mezhebini, yüzlerce kitab yazarak nakleden ve yayan odur. Güzel ahlâkıve üstün hâlleri ile meşhûr idi. (İbn-i Âbidîn)