MEZHEB
MEZHEB [İng. religios Sect, Doctrine]:
(Sociological Dictionary) :
Gidilen, tutulan, takip edilen yoldur. Bir dinin bazı noktalarda görüş arkları bulunan kollarından herbiridir.İktikadla ilgili hükümlerin dıında kalan, amelî (tatbikî) vazifelere ait olan hususlarda ilim ve içtihad sebebiyle meydana gelmiş bulunan ayrılıklara ve tutulup gidilmesi gereken yollara mezheb denir. İslâma göre mezhebler haktır. Hz Peygamberin içtihad kapısın açık tutması ile mezhepler varlıklarını sürdürebilmişlerdir. İslâmın ilim dini olması içtihada açık olası, ile mümkün olmuştur.İktikad (iman) imamları Mâturidî ve Eş' arî'dir. Dolayısıyla itikadde mezhepler ikidir. Mezhep imamların ise, Ehl-i Sünnet Vel Cemaat Yolu'nda olan İmam-ı Azam Ebû Hanife, İmam-ı Malik, İmam-ı Şaffî ve İmam-ı Hanbel'dir.Bu aeldeki mezhepler de dört imamın ismiyle alınır. Hanefîlik, Malikîlik, Şafiîlik ve Hanbelîlik..Müslüman Türklerin büyük bir bölümünün itikaddaki mezhebi M. 894 yılında Semerkant şehrinde doğmuş olan Ebu Mansûr-i Maturidî'ye dayanır. Türklerin ameldeki mezhebi ise, çoğunlukla Hanefîliktir.Dört Sünnî mezhep dışındaki İslâm nüfusunun büyük çoğunluğu Şiî'dir. Bu alanda en çok dikkat çeken mezhip Caferîliktir. Doğu Anadolu'da ve Azerbaycan'da izleri vardır. İran Fars şiasından önemlifaklar gösteren Anadolu Aleviliği de önemli bir mezheptir.Alevi kelimesi İslâmın büyük Halifesi Hz. Ali'nin yolunda giden demektir. Hz. Ail, Hz. Peygamberin damadıdır ve Peygamberin sünnetini devam ettiren halifedir. Müslümanlıkta sünnîlikle yarış içinde olan Aleviliği, İslâma karşı ve İslam dışı bir din veya "inaç" gibi takdim etmek yanlıştır. Temeli dine Kuran'a, Peygamber'e, Hz. Ali'ye ve Ehl-i Beyt'e dayanan Aleviliği ateizm ile karıştırmamak doğru olur. (Bkz. Ateizm) (Arvasi, S.A., 1983 Doğan, M., 1982, Türkdoğan, O., 1995, Eröz, M., 1992,Fığlalı, e.R., 1980, Tük Ansiklopedisi, 1976)
Amelde Mezheb
(Islamic Glossary) :
Mutlak müctehid denilen derin âlimin, Kur'ân-ı kerîm, hadîs-i şerîf, icmâ ve Eshâb-ı kirâmaâit nakilleri esas alarak, iş ve ibâdetle ilgili hükmü açıkça bildirilmeyen husûslarda çıkardığıhükümlerin hepsi. (Bkz. Müctehid)Amelde mezheblerin hak olanı dörttür. Bunlar: Hanefî, Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîmezhebleridir. Bu dört mezheb, îtikat (inanç) bakımından birbirlerinden ayrı değildir. HepsiEhl-i sünnet olup, îmânları, inanışları, birdir. Yalnız amel bakımından bâzı u fak şeylerdeayrılmışlardır. Böyle ayrılmaları Allahü teâlânın rahmeti olup, müslümanlar için kolaylıktır.(Ahmed Cevdet Paşa ve Şehristânî)
Hanbelî Mezhebi
(Islamic Glossary) :
Ehl-i sünnetin amelde (yapılacak işlerde)ki dört hak mezhebinden biri.İbâdetlerin en kıymetlisi, farz-ı ayn olanlardır. Farzlardan sonra en kıymetlisi, Şâfiîmezhebinde sünnet namazlar, Hanbelî mezhebinde cihâd (Allah yolunda harb etmek), Hanefîve Mâlikî mezheblerinde ise ilim öğrenmek ve öğretmek ve sonra cihâddır. (M.Tâhir SünbülMekkî)Âlimlerin çoğuna göre altın ile gümüş her ne hâl ve şekilde olursa olsun, her ne niyetlesaklanırsa saklansın zekâtı verilir. Hanbelî mezhebinde kadınların zînet (süs) olarakkullandıkları altının ve gümüşün zekâtı verilmez. (Alâüddîn-i Haskefî, Abdurrahmân Cezîrî)
Hanefî Mezhebi
(Islamic Glossary) :
Ehl-i sünnetin amelde (yapılacak işlerde)ki dört mezhebinden biri.Hanefî mezhebi Osmanlı Devleti zamânında her yere yayıldı. Devletin resmî mezhebi gibioldu. Bugün dünyâ yüzünde bulunan müslümanların yarıdan fazlası ve Ehl-i sünnetin pek çoğu,Hanefî mezhebine göre ibâdet etmektedir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
İ'tikâdda Mezheb
(Islamic Glossary) :
Îmân edilecek, inanılacak husûslarda tâbi olunan, uyulan yol.Îtikâdda mezhebler, Ehl-i sünnet ve'l-cemâat ve Ehl-i bid'at mezhebleri olmak üzere ikikısma ayrılır. Her müslümanın, Ehl-i sünnetin iki îmâmından birine yâni Îmâm-ı Mâturîdî veİmâm-ı Eş'arî mezheblerinden birine uyması lâzımdır. Îmânla ilgili bilg ilerde bu iki imâmdanbirine uymak insanı bid'at (bozuk) îtikâddan kurtarır. Çünkü Ehl-i sünnet âlimleri aklınermediği bilgilerde yalnız Kur'ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uymuşlar, akıllarını yalnız buikisini anlamakta kullanmışlardır. (Muhammed Hâdimî, İmâm-ı Rabbânî)Hanefî mezhebindekiler, îtikâdda Ebû Mansûr Mâturîdî hazretlerine tâbi olmuşlardır.Çünkü Ebû Mansûr Mâturîdî hazretleri, îtikâdî ve amelî hususlarda, İmâm-ı a'zam EbûHanîfe'nin mezhebindedir. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheblerinde bulunanlar, îtikâ ddaEbü'l-Hasen Eş'arî hazretlerine tâbi olmuşlardır. Ebü'l-Hasen Eş'arî hazretleri, Şâfiî mezhebindeidi. (Taşköprüzâde)Îtikâdda mezhebimiz olan Ehl-i sünnet vel-cemâat mezhebinden başka, yetmiş iki fırkanıninançları yanlıştır, bozuktur, Cehennem'e gideceklerdir. Çünkü îtikâd mezheblerinin yetmiş üçeayrılacağını, bunlardan yalnız birinin doğru, diğerlerinin bozuk ol acağını Peygamber efendimizsallallahü aleyhi ve sellem haber vermiştir. Yanlış oldukları bildirilen yetmiş iki fırkaya bid'at(sapıklık) fırkaları denir. Bunların hiçbiri kâfir değildir. Hepsine müslüman denir. Fakat yetmişiki mezhebden herhangi birinde bulunduğunu söyleyen bir kimse, Kur'ân-ı kerîmde veya hadîs-işerîflerde açıkça bildirilmiş ve müslümanlar arasında yayılmış bilgilerden birine inanmazsa, kâfirolur. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî, İmâm-ı Rabbânî, Ahmed Tahtâvî)