KÂİNAT
FAHR-İ KÂİNÂT
(Islamic Glossary) :
Kâinâtın kendisi ile övündüğü zât. Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâm içinkullanılan saygı ifâdesi.Fahr-i kâinâtın sallallahü aleyhi ve sellem mübârek yüzü ve bütün âzâları ve mübârek sesi,bütün insanların yüzlerinden ve âzâsından ve seslerinden güzel idi. Mübârek yüzü, bir miktâryuvarlak idi. Neşeli olduğu zamanda, mübârek yüzü ay gibi nurlanır dı. Sevindiği mübârekalnından belli olurdu. (İmâm-ı Ahmed Kastalânî)Bir kimse, her işinde Fahr-i kâinâta sallallahü aleyhi ve sellem tâbi olmazsa kâmil, olgunmü'min olmaz. O'nu kendi cânından çok sevmezse, îmânı tamâm olmaz. (İmâm-ı Rabbânî)
Hâce-i Kâinât
(Islamic Glossary) :
Hâce-i âlem.
SERVER-İ KÂİNÂT
(Islamic Glossary) :
Kâinâtın efendisi, en kıymetlisi Muhammed aleyhisselâm.Server-i kâinât, habîb-i Rabbil'âlemîn (Alemlerin Rabbi olan Allahü teâlânın sevgilisi)aleyhisselâm buyurdu ki: "Dünyâ ile âhiret birbirinin zıddıdır, birbirine uymaz. Birini râzıedersen öteki gücenir. (Mektûbât-ı Rabbânî)Server-i kâinât sallallahü aleyhi ve sellem güzel huylu idi. İyilik etmesini severdi. Herkesleiyi geçinirdi. Güler yüzlü, tatlı sözlü idi. Söylerken gülmezdi. Üzüntülü görünürdü. Fakat çatıkkaşlı değildi. Cömerd idi. Fakat israf etmez, fâidesiz yer e bir şey vermezdi. Herkese acırdı.Mübârek başı hep önüne eğik idi. Kimseden birşey beklemezdi. Se'âdet huzûr isteyen onun gibiolmalıdır. (Muhammed Rebhâmî)
kâinat
(Turkish - English dictionary) :
,-tı 1. the cosmos, the universe. 2. the whole world, everybody.