Kultur
Kültür Devrimi.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Hars inkılâbı, Fr. Revolution culturelle). Edinilmiş bütün bilgilerin halka yayılması... Bilmesinlercilik siyasasının karşıtı olarak toplumcu devrim siyasasadır. Toplumun bütünüyle gelişmesi ve toplumca en yüksek bilgi düzeyine erişilmesi amacını güder. Çünkü toplumcu bir toplumda halkın yönetime katılması ve her türlü üretimde başarıya ulaşılması, ancak böyle bir en yüksek bilgi birliğini gerektirir. bkz. Toplumculuk, Bilmesinlercilik.
Kültür.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Kütle, Fr., Al. Masse, İng. Mass, İt. Massa). Küçük parçalardan meydana gelmiş büyük parça... Fizikte kütle, bir cisme uygulanan kuvvetle bu kuvvetin doğurduğu ivme arasındaki oran'dır. İtalyan fizikçisi Galileo, ünlü Pisa kulesi deneyiyle ağırlıkları farklı cisimlerin aynı zamanda yere düştüklerini göstermişti. İngiliz fizikçisi Newton, bunun nedenini, devim sırasında yere atılan cismin kütle'sinin değişmemesinde bulmuştu. Kütle, her yerde ve her zamanda değişmeden kalıyordu. Oysa Einstein, devimli bir cismin kütlesinin devimiyle birlikte arttığını -eşdeyişle, değiştiğini- tanıtladı. Einstein'ın bu buluşu, değişmezliği savunan metafizik fiziği yıkmış ve diyalektik fiziğin gerçekliğini ortaya koymuştur. Bu buluşun felsefe açısından bir başka büyük önemi de, metafiziğin ruhsal saydığı enerjinin bir kütlesi olduğunu ve eşdeyişle, enerjinin de özdek olduğunu tanıtlamasıdır. Einstein'ın tanıtına göre, devimli bir cismin kütlesi, o cismin devimiyle birlikte artan enerjisinin kendisien katılması yüzünden artıyordu. Demek ki enerjinin de bir kütlesi vardı. Einstein herhangi bir özdek parçasında bulunan enerjinin, o cismin kütlesinin, ışık hızının karesiyle çarpımına eşit olduğunu ünlü (E=mc2) formülüyle ortaya koymuştur. Bu formülde E harfi enerjiyi, m harfi kütleyi ve c harfi ışık hızını gösteriyor. Bu demektir ki devimli bir cisim, ışık hızına erişebilse kütlesi de sonsuz olacaktır. Bu basit uslamlama, evrenin sonsuzluk nedenini de aydınlığa kavuşturmaktadır. Özdek kütlesini atar ve ışık hızında yol alırsa buna enerji ve Türkçemizde erke diyoruz. Bunun tersi gerçekleşir ve erke kütleleşirse, buna da madde ve Türkçemizde özdek diyoruz. 1945 yılından beri de fizik laboratuvarlarında bunlar kolaylıkla birbirlerine dönüştürülebilmektedirler. bkz. Erke, İvme, Özdek, İlişkinlik Kuramı, Sonsuz, Eytişimsel Özdekçilik.
ALT KÜLTÜR [İng. Subculture]:
(Sociological Dictionary) :
Belirli bir yaşama tarzının zenginliklerini meydana getinen, ana hâkim kültür kalıbından yörelere gvre değişen sosyal bir yaşama tarzıdır. Alt kültür, mahiyet fakkından çok derece farkıyla yorumlanabilir. (Goodman, 1992) Mahiyet farkı söz konusu olursa, alt kültürün etniklik ve yarı kültürel kimlik kazanması söz konusu olabilir.Alt kültür konusu, sınıf, sapma davranışlar ve gençlik grubu tarafından yoklanabilir, ele alınabilir. S. Cahen (1971)' e göre harp sonrası dönemde, İngiltere'de "Teds", "Moda", "Rockers", ve "Punks" gençlik grupları alt kültür özelliği taşımaktadır. Alt kültür çalışmalarında cinsiyet ve feminist yaklaşımlar fazla ilgi görmemiştir. (Jary, D. and J., 1991)
HÂKİM KÜLTÜR [İng. Dominant Culture]:
(Sociological Dictionary) :
(Bkz. Kültür, Kültürel Kimlik)
KARŞI KÜLTÜR [İng. Counterculture]:
(Sociological Dictionary) :
Bazı durumlarda alt kültür meydana getiren ana, hâkim kültür kalıbından derece farkı gösterme özelliği, toplumun diğer alt kültürlerine veya hâkim gruba karşı olmayı da doğurabilir. Böylece, sadece derece farkı ie kalınmamış ama karşı olma, tepki duyma da ortaya çıkmış olabilir. Bu karşı olur, zıt değer hükümlerinden, inançlardan ve davranışlardan kaynaklanır.Meselâ, 1960'larda ve 1970 başlarında Amerikan toplmundaki fertçiliğe, rekabete ve materyalizme karı bir başkaldırı şeklinde gelişen "Hippilik" Almanya'da "Ne o-Nazi" hareketleri, Mısır'da "Müslüman Kardeşler Teşkilâtı", ABD'de "Ku Klux Klan" grupları buna birer örnektir. (Erkal, M.E., 1993)