Kultur
KİTLE KÜLTÜRÜ [İng. Mass Culture]:
(Sociological Dictionary) :
Kitle kültürü, radikal ve muhafazakâr açıdan evrensel kültünün sanat, edebiyat ve kültürel feleneklerde doğurduğu rahatsızlığı ve tatminsizliği ifade etmek için kullanılmaktadır.Kitle kültür, yeryer millî kültürlerle de çatışarak kültürde aynen teknolojede olduğu gibi bir standartlaştırmayı beraberinde getirmektedir. Giyimden,beslenmeden ve musikî zevkine kadar ortak sembollerle ifadeedilen mal ve hizmetlere sınırlar ötesi talep doğurmaktadır. Kola, blue jean,hazır yemek (fast food), ortak müzik anlayışı kitle kültürünün sembolleridir. Kitle kültürünün medya tarafından pazarlandığı söylenebilir. (Erkal, M.E., 1994 Jary, D. and J., 1991)
KÜLTÜR BİRLİĞİ [İng. Cultural Unity]:
(Sociological Dictionary) :
Kültürel birlik, biyolojik birlikten farklı olarak, doğuştan sonra kazanılan ortak değer ve düşüncelere göre elde edilen, ekillenen birlik halidir. kültürel birliğin sağlanmasında eğitim-öğretim ve sosyalleşmenin önemli yeri vardır. (Sosyalleşme, Kültür)
KÜLTÜR ŞOKU [İng. Culture shock]:
(Sociological Dictionary) :
Kültürel relativizmin ihmal edildiği, bir topluma ait olmayan değer hükümlerinin, normların ve kavramların, diğer bir topluma zorla veya zor kullanmaksızın aktarılmasında, aktarılan toplumdaki fertlerin ve sosyal grupların karşılaştıkları, belirsizlik ve kararsızlığın hâkim olduğu dönemlerde ortaya çıkan bir sonuçtur. Kültür şoku, bilhassa kitle haberleşme araçları yoluyla, dünyayı küçelten bir ağ içinde daha kolay gözlenebilmektedir.
KÜLTÜR [İng. Culture]:
(Sociological Dictionary) :
Kültür, E.B.'nun Tylor, tanımıyla bilgiyi, imanı, sanatı, ahlâkı, hukuku, örf ve âdeti ve insanın toplumun bir üyesi olması dolayısıyla kazandığı diğer bütün maharet ve alışkanlıkları kapsayan karmaşık bir bütündür. (Kafesoğlu, İ., 1983, Eröz, M., 1982) Kültür, insanın insana ve maddeye katı tavır alışımı belirleyen bir bütündür, kısaca yaşama tarzıdır. (Erkal, M.E., 1993)Muharrem Ergin'e göre; sosyal akrabalık bağıdır. Kültür, doğutan değil, eğitim öğretim ve sosyalleşme süreciyle kazanılmakta ve sosyal miras olarak nakledilmektedir. Bir çok sosyolog, bundan dolayı, sonradan öğrenme yoluyla kazanılmayan davranışları, kültürün dıında bırakmışlardır. Kültür, ferdî olmaktan çok, sosyal değerler ve davranış sistemidir. Kültür, tarihî bir birikimdir. Kütür, bir toplumun bütün ideallerinin ve sosyal değerler ve davranış sitemidir. Kültür, tarihî bir birikimdir. Kültür, bir toplumun bütün ideallerinin ve sosyal kişiliğinin bir sembolüdür. Kültür değerleri doğmatik olmayıp, ihtiyaçlara göre özünü bozmadan değişebilir. Her kültür içindeki bütün unsurların (dil, din, inaçlar, örf ve adetler, edebî, mimarî ve musikî geleneği, sanat anlayışı, idealler, ekonomik hayat vb.) parçaların oluşturduğu organik bir bütündür. Ne sadece dildir, ne sadece din ve diğerleri.. Kültürün bütün, unsurlarının toplamından daha büyük birr sentezdir. (DPT, 1983, Kantarcıoğlu, S., 1982)Kültürün iki temel fonsiyonu vardır. Bunlardan biri koruyuculuk diğeri ise gelişme ve yenilemedir. Aslında bunlar birbirini tamamlarlar. (Aron, R., 1974, White, L. A., C.3, 1968, Ottoway A.K.C., 1962)Kültür unsurları maddî ve manevî olarak iki grupta toplanabilir.Maddîve manevî kültür arasında yakın bir ilişki vardır. (Bkz. Maddî Kültür ve Manevî Kültür)Z. Gökalp'e gre; halk kültürün yaratıcısıdır. Onun için, halka başvurmak gerekir. Millî kültür halkın eseridir. Kültürü seçkinler grubunun ürettiği, topladığı, muhafaza ettiği eserlerin ve bilginin birikiminden ibaret saymak hatadır. Toplumun aydınları, elitleri bu hazineyi, kültürü işlemeli, Z. Gökalp'e göre tehzip (işlenmiş kültür) şekline sokarak zenginleştirmelidirler.Z. Gökalp ve M. Turhan'a göre kültür ve medeniyet arasında önemli farklar vardır. (Turhan, M., 1969) (Bkz. Medeniyet) Kültür millî, medeniyet ise tek bir millet tarafından temsil edilmediği için beynelmileldir.Kültürün kavmîlikten,millîlğe doğru genişlemesi kültürü millîleştirmektedir. Kütleler milletleştikçe,kültürleri de kabile, airet ve ve kavmî özelliklerinin üzerinde millî seviyede kabul görmüş bir yaşama tarzına taşınmaktadır. (Kafesoğlu, İ, 1983)
KÜLTÜRDE MOZAİK [İng. Cultural Mosaic]:
(Sociological Dictionary) :
Birbirinden tamemen farklı nitelikteki parçaların eşit birlikteliğidir.Sovyetler Birliği'nin ve Doğu Bloku'nun 1989 sonrasında dağılma süreci, Balkanlar'da yeniden yapılanma ve yapılandırma gayretleri, federatif devletlerin çözülmeleri, yeni kavramları ve yeni dengeleri gündeme getirmiştir. Yeni dünya düzeni ve dengeleri gündeme getirmiştir. Yeni dünya düzeni ve küreselleşme, siyasî, ekonomik ve kültürel sonuçlara gebedir. (Bkz. Globalleşme,) Millî bağımsızlık, hükümranlık haklarından, menfaatlerinden tavize zorlanan gelişme gücüne sahip ülkeler, kalabalıklaştırılmak, coğrafyaları vatansızlaştırılmak kimlikleri tartışılmak istenmektedir. Etnik ve kültürel çoğunluk tezlerinin telkin edildiği, ferdin mensup olduğu milletten aynı ve bağımsız düşündürülmek istendiği bir otamda, piyasada dolaşan kavramlardan biri de mozaiktir.Kültürde mozaik belli bir yaşama tarzında vatanlatırılamamış coğrafyadır. Belli bir alanda,birbirine eşdeğer kültür ve medeniyetlerden hiçbirinin hâkim kültür olamadığı coğrafyaya damgasını vuramadığı bir beşerî coğrafyadır. Böyle bir coğrafyada, kültürleri birbirlerinden tamamen yarı parçalar, topluluklar anlaşılmaktadır. Belirli bir coğrafyada tarihin farklıdönemlerinde yaşamış topluluklar, ve zamanlı ve birbirlerinin cağdaşı olarak düşünülmektedir. Bu anlayış, sosyal değişmeye kültürel temaz ve kültürleştirmeye âdeta meydan okuyan bir tarih anlayışıdır.Meselâ; Anadolu'da 1071'den beri söz konusu olmayan bir mozaik arayışına çıkıldığında Türk kültürü yerine Anadolu kültürü kullanılacak, Türk kimliği Irak'da olduğundan çok daha dar "bir Türkmen etnikliği" şeklinde anlaşılacaktır. Kültürde mozaik tezi Anadolu'da önce Selçuklu'yu daha sonra Osmanlı'yı ve Türkye Cumhuriyeti'ni hâkim (dominant) kültür olmaktan uzaklaştırma gayretidir. (Bkz. Etniklik, Etnik Grup, Hâkim Kültür)