KERAME
MAHZ-I KERAMET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Tam bir keramet gibi. Kerametin ta kendisi.
KERÂMET
(Islamic Glossary) :
İkrâm, üstünlük.Hangi peygamberin ümmetinden olursa olsun, velîlerden âdet dışı, yânifizik, kimyâ ve fizyoloji kânunları dışında meydana gelen şeyler, hâdiseler.Velîden meydana gelen kerâmet, tâbi olduğu peygamberin mûcizesidir. Kerâmet ya kâinâtiçindeki maddî şeylerle yâhut rabbânî ilim ve mârifetlerle ilgili olur. İkinci kısım kerâmetlerdaha yüksektir. (Abdülhakîm Arvâsî)Kerâmet, evliyâlık için şart değildir. Yâni kerâmetin velîlerde mutlaka bulunması şartıyoktur. Hârikulâde haller, bâzan hâli dîne uygun olmayan kimsede de görülebilir ki bu istidracveya sihir (büyü) yoluyla olur. Buna kerâmet denmez. Çünkü kerâmet dînin emirlerine uyup,yasaklarından sakınan kimseden meydana gelir. İstidrac, nîmet gibi görünen, aslında sâhibi için,felâket olan hârikulâde hallerdir. (Abdülhakîm Arvâsî)Bütün hârikulâde haller ya istiyerek meydana gelir veya istemeyerek. İstemeyerek meydanagelenlerde kerâmet sâhibi çok mahcûb olur ve kendini gizlemeye çalışır. İstiyerek meydanagelen kerâmet eğer din için faydalı olacaksa, izhârı gösterilmesi câizd ir. Din için faydalı değilse,kerâmet sâhibi onu göstermeye aslâ teşebbüs etmez. (Muhyiddîn İbn-ül-Arabî)
keramet
(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. miracle worked by God through a person. 2. the God-given power of working miracles. te bulunmak/ göstermek to work miracles. buyurdunuz./te bulundunuz. What wonderful things you say! i kendinden bilmek to take the credit for something without acknowledging the help others gave one. sahibi miracle worker.
kerametli
(Turkish - English dictionary) :
1. sanctified and able to work miracles. 2. generous.