KEFFÂRET
KEFFARET-İ ZIHAR
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Zıhar keffareti.Keffâret-i zıharın vâcib olmasının şartı kudrettir. Muktedir olan, köle azad eder; değilse iki ay oruç tutar, buna da gücü yetmezse altmış fakire yemek verir. (Bak: Zıhâr)
KEFFARET-ÜZ ZÜNUB
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Günahların keffareti. Mü'min insanların çeşitli hastalık ve musibetlerine denir. Çünkü günahlarından afvına vesile olabilir. (Huk. İslâmiye ve Ist. Fık. K.)
KEFFÂRET
(Islamic Glossary) :
Örtmek. Allahü teâlânın bâzı hususlarda kullarının kusur ve günahlarını affetmek ve örtmekiçin vesîle yaptığı şeylerden her biri. Çoğulu keffârâttır. Keffâretler, bir bakımdan ibâdet, birbakımdan cezâ durumundadır. Keffâret, katl (insan öldürme), z ıhar, yemîn, oruç ve hackeffâreti olmak üzere beş kısımdır.Büyük günahlardan kaçınmak şartıyla, beş vakit namaz ve Cumâlar, aralarındakiküçük günâhlara keffârettirler. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)Günâhın keffâreti pişmanlıktır. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, altmış gün keffâret orucunu tutamaz ise, altmış fakîri,bir gün sabah-akşam olmak üzere iki defâ, yâhut bir fakîri sabah-akşam altmış gün doyurur.(Tahtâvî, Mehmed Zihnî)
Keffâret-i Salât
(Islamic Glossary) :
Kazâya kalmış namazları bulunan ve bunları îmâ ile dahi kılması mümkün iken kılmayıpölen kimsenin kılmadığı namazlar için verilen keffâret. (Bkz. İskât ve Devr)
Keffâret-i Savm
(Islamic Glossary) :
Ramazân-ı şerîfte bilerek orucu bozmanın cezâsı. (Bkz. Oruç)