ISARE
İSTİŞÂRE
(Islamic Glossary) :
Danışma, mühim bir iş için güvenilir birisiyle fikir alış-verişinde bulunma.Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:Uhud harbinde sen, Allahü teâlâdan gelen bir merhâmetle onlara yumuşak davrandın.Eğer katı yürekli olsaydın elbette onlar etrâfından dağılıp giderlerdi. Artık onları affet.Onlara Allah'tan mağfiret dile. İş husûsunda onlarla istişâre et. Bir kere de azmettin mi,artıkAllah'a güven! Çünkü Allah tevekkül edenleri (her işte kendisine güvenenleri) sever.(Âl-i İmrân sûresi: 159)Onlar ki, Rableri için dâvete icâbet etmekte, namazı dosdoğru kılmaktadırlar, işleri dearalarında hep istişâre ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan (hak yolunda) sarfederler.(Şûrâ sûresi: 38)Resûlullah efendimize Eshâbının; "Kur'ân-ı kerîm ve sünnette bulamadığımız bir olay ilekarşılaştığımızda ne yapalım?" diye sormaları üzerine; "Onu sâlih kimselerden sorun veonların istişâresine arz edin" buyurmuştur. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)İstişâre eden pişman olmaz. İstihâre eden zarar etmez. (Hadîs-i şerîf-Ikd-ül Ferîd)İstişâre eden doğruyu bulur, mahrûm olmaz. (İmâm-ı Gazâlî)
İŞÂRET-İ NASS
(Islamic Glossary) :
Nassın (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfin) görünen mânâsından başka, ayrıca maksûdolmayan, kastedilmeyen bir mânâyı da bildirmesi.Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:Onların (boşanmış kadınların) ma'rûf vechile (örf ve âdete göre) yiyeceği, giyeceği,çocuk kendisinin olana (babaya) âittir. (Bekara sûresi: 233) Âyet-i kerîme, boşanmış emziklikadınların yiyecek ve giyeceklerinin boşayan erkeklere âit olduğunu bild irmektedir. Ayrıca,âyet-i kerîme, işâret-i nass yoluyla da çocuğun nesebinin (soyunun) babaya âit olduğunu daifâde etmektedir. (Serahsî)
istişare
(Turkish - English dictionary) :
consultation. etmek /la/ to consult (with).
işaret
(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. sign. 2. mark. 3. gesture, signal. borusu bugle. etmek /ı/ to point out, indicate. fişeği signal rocket. lambası auto. blinker, turn signal, Brit. winker. sıfatı gram. demonstrative adjective. vermek to give a signal, signal. zamiri gram. demonstrative pronoun.
işaretçi
(Turkish - English dictionary) :
signaler, flagger.