HÂKİM
MÜDEBBİR-İ HAKÎM
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hikmetle tedbir eden. Her işini çok hikmet ve tedbirle yapan. Cenab-ı Hak.(Evet, hiçten birden hârika bir gürültü ile cevvi konuşturmak ve fevkalâde bir nur ve nar ile zulmetli cevvi ışıkla doldurmak ve dağvâri, pamukmisâl ve dolu ve kar ve su tulumbası hükmünde olan bulutları ateşlendirmek gibi hikmetli ve garâbetli vaziyetlerle baş aşağı, gafil insanın başına tokmak gibi vuruyor. "Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen faal ve kudretli bir zâtın hârika işlerine bak. Sen başıboş olmadığın gibi bu hâdiseler de başı boş olamazlar, her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar" diye ihtar ediyorlar. Ş.)
MÜSTEDREK-İ HÂKİM
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Bak: Hâkim Ebu Abdullah)
REDD-İ HÂKİM
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Taraf tutan hâkimi kabul etmeyip reddetmek.
SÂNİ'-İ HAKÎM
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hikmet sâhibi olan yaratıcı. Allah (C.C.)
ÜSLUB-U HAKÎM
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Edebî san'atlardan biridir. Sorulan bir suale, soranın halini nazara alarak başka bir sual gibi telâkki edip, ona göre cevab vermek demektir. Meselâ : Bazı Ashab Resulüllah'a (A.S.M.) hilâlin ince başlayıp, kalınlaşarak bedr şekline gelip, sonra yine başladığı şekle dönmesinin sebebini sordular. Bunun cevabı onlara lâzım olmadığı için, Kur'ân-ı Kerim o vaziyetin neticesine terettüb eden hikmeti, yani ayın takvimcilik yaptığını söylemiştir. Çünkü bu, soranlar için daha mühim ve anlaşılması daha kolaydır.