HÂKİ
Kalb-i Hakîkî
(Islamic Glossary) :
Yürek denilen et parçasında bulunan mânevî kuvvet.
LOKMAN HAKÎM
(Islamic Glossary) :
Allahü teâlâ tarafından kendisine ilim ve hikmet; akıl, anlayış, idrâk verilen peygamber veyavelî. Kur'ân-ı kerîmde ismi zikr edildi. Dâvûd aleyhisselâm zamânında Arabistan Yarımadası'nınUmman taraflarında yaşadı. Uzun bir ömür yaşadıktan sonra ibâ det hâlindeyken Kudüs ileRemle arasında vefât etti.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Muhakkak biz Lokman'a hikmet verdik ve sana verilen hikmet nîmetine şükret dedik.(Lokman sûresi: 12)Lokman, oğluna nasîhat ederek dedi ki: "Ey oğulcuğum! Allahü teâlâya şirk (ortak)koşma. Çünkü şirk elbette büyük bir zulümdür. (Lokman sûresi: 13)Lokman, peygamber olmayıp ibâdet eden bir kuldu. Allahü teâlâ onu günâhlardankorudu. Çok tefekkür ederdi. Îmânı kuvvetli idi. Allahü teâlâyı sever, Allahü teâlâ da onuseverdi. Allahü teâlâ ona hikmet (akıl, anlayış, idrâk, ilim) ihsân eyledi. (Hadîs-işerîf-Hilyet-ül-Evliyâ)Lokman Hakîm, Dâvûd aleyhisselâm zamânında Arabistan Yarımadasının Ummantaraflarında yaşadı. Dâvûd aleyhisselâmın peygamberliğinden önce Lokman Hakîm müftî idi.Davûd aleyhisselâm peygamber olduktan sonra, Lokman Hakîm ondan ilim öğrendi. Dâvûdaleyhisselâma ümmet oldu. Lokman Hakîm cenâb-ı Hak tarafından peygamberlik vehakîmlikten birini seçmek için serbest bırakılınca, hikmeti seçti. Sebebi sorulunca;peygamberlik büyük bir iştir, hakkını yerine getiremem diye korktum dedi. Allahü teâlâtarafından kendisine ilim, hikmet, akıl, anlayış verildi. (Katâde)Lokman Hakîm'in hikmetli nasîhatlerinden bâzıları şöyledir:Ey oğulcuğum! Namazını dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten nehyet. Sana (buyüzden) isâbet eden şeylere sabret. Çünkü bunlar kat'î (kesin) sûrette farz edilenişlerdendir. (Lokman sûresi: 17)Ey oğlum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuşdur. Takvâ (Allahüteâlâdan korkup haramlardan sakınmak) gemin, îmân, yükün, tevekkül (Allahü teâlâyagüvenmek) hâlin, sâlih (iyi) amel, azığın olsun. Kurtulursan Allahü teâlânın rahmetiy le,boğulursan, günâhın sebebiyledir.Ey oğlum! Borçlu olmaktan sakın. Çünkü gündüz zillet (aşağılık), gece gam ve kederiçinde olursun.Ey oğlum! Merhâmet eden merhâmet bulur. Sükût eden selâmete erer. Hayır söyleyen kâreder. Kötü konuşan günâhkâr olur. Diline hâkim olmayan pişman olur.Çalış, kazan, çalışmayıp herkese muhtâc kalanın dîni ve aklı noksan olur ve iyilik etmektenmahrûm kalır ve herkesten hakâret görür. (Ahmed Sâvî, İmâm-ı Gazâlî)
Matlûb-ı Hakîkî
(Islamic Glossary) :
Gerçekte taleb olunacak, kavuşmak istenilecek ve gönül bağlanacak olan Allahü teâlâ.Hakîkî Matlûb.Hakîkî matlûbdan başka hiçbir şeye gönül bağlamamalı, faydası olmayan şeylerleuğraşmamalıdır. (Muhammed Ma'sûm Fârûkî)
MÜSEBBİB-İ HAKÎKÎ
(Islamic Glossary) :
Bütün sebepleri yaratan Allahü teâlâ.Her varlığın hâlıkı (yaratıcısı), hâkimi (hükm edicisi), müsebbîb-i hakîkîsi Allahü teâlâdır.Allahü teâlânın her şeyi sebepsiz vâsıtasız yaratmağa gücü yeter. Fakat âdeti onları bir sebepleyaratmaktır. Meselâ bir şeye ateş dokunmadıkça yakmağı yara tmaz. Yakan, yanma işini yapanateş değildir. Oksijen de değildir. Isı da değildir. Elektron alış-verişi de değildir. Yakan yalnızMüsebbib-i hakîkî olan Allahü teâlâdır. Bunların hepsini yanmak için sebeb olarak yaratmıştır.Müsebbib-i hakîkî olan Allahü teâlâ dileseydi, her şeyi sebepsiz yaratırdı. Ateşsiz yakardı,yemeden doyururdu. Uçak olmadan uçururdu. Fakat lütf ederek, kullarına iyilik ederek, herşeyi yaratmasını bir sebebe bağladı. Belirli şeyleri belli sebeplerle yaratmağı diledi. İşl erinisebeplerin altında gizledi. Kudretini sebepler altında sakladı. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
handshaking
(Computer, Internet Glossary) :
tokalaşma