HÂDÎ


Results for "HÂDÎ"

Ottoman - Turkish Dictionary

HÂDİM

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yıkıcı olan, yıkan, tahrib eden.
Ottoman - Turkish Dictionary

HADİM AĞASI

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Erkekliği yok edilmiş olan. Böyle kimselere "Tavaşi" de denilirdi. Bu gibiler, yabancı erkekler için mahrem sayılan harem dairesine girip çıktıkları ve muhafaza ile beraber harem hizmetini de gördükleri için kendilerine "Hâdim Ağası" adı verilirdi. (O.T.D.S.)
Ottoman - Turkish Dictionary

HÂDİM-ÜL FUKARA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Fakirlere hizmet eden.
Ottoman - Turkish Dictionary

HÂDİM-ÜL HAREMEYN-İŞ ŞERİFEYN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hilâfeti haiz olmaları hasebiyle Osmanlı Padişahlarına verilen ünvandır. Haremeyn; Mekke ile Medine'ye denilir. İslâm âleminin bu iki şehre hürmet-i mahsusaları sebebiyle ve daha fazla tâzim kasdiyle şerif sıfatını da ilâve ederek "Haremeyn-iş şerifeyn" denilmiştir. Haremeyn'in Hâdimi mânasına gelen bu tâbir ise ilk evvel Yavuz Sultan Selim hakkında kullanılmış, daha sonra bütün padişahlar hakkında istimal olunmuştur. Yavuz Sultan Selim Han Halep'i fethettiği haftanın ilk cum'a namazını Melik Zâhir camiinde eda ederken, hatib hutbede "Malik-ül Haremeyn-iş Şerifeyn" şeklinde adını anar anmaz, Yavuz Selim derhal yerinden kalkarak: "Haremeyn'in maliki olmak ne haddimdir. Ben Haremeyn'in hizmetkârı olmakla iftihar ederim." demek suretiyle tevazu göstermiş ve bu tabir ondan sonra, hutbelerde o suretle söylenmiştir.
Ottoman - Turkish Dictionary

HÂDİM-ÜL LEZZAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Lezzetleri mahveden, yıkan. (Ölüm)