HAYAT


Results for "HAYAT"

Ottoman - Turkish Dictionary

TABAKA-İ HAYAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hayat tabakası. Kabirdeki hayat, dünya hayatı gibi. (Bak: Meratib-i hayat)
Ottoman - Turkish Dictionary

TERK-İ HAYAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Ölme. * Ölüm, vefât.
Ottoman - Turkish Dictionary

UKAD-I HAYATİYE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Can alıcı noktalar, hayat düğümleri. Bir şeyi meydana getiren aslî rükünler.
Ottoman - Turkish Dictionary

UKDE-İ HAYAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Hayat düğümü. (Çekirdek gibi)
Ottoman - Turkish Dictionary

ULUHİYET-İ SÂRİYE VE HAYAT-I SÂRİYE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Vahdet-ül vücud ehlince kullanılan tasavvufî tabirler olup; İlâhî sıfatların ve hayatiyetin eşyaya sirayet etmesi, yani tecelli etmesi mânasında olan bu tabirlerden, ehil olmayanlar; Allah'ın tecessümünü veya eşyaya hulûl'ünü veya eşya ile ittihad ve ittisal'ini zu'metmek gibi bâtıl vehimlere düştüler.Bu mes'eleye dair Mesnevi-i Nuriye'den nakledeceğimiz veciz bir paragraftan bu tabirler daha iyi anlaşılabilir:"Evet, delil içinde neticeyi görmek, âlemde sânii müşahede etmek, tarîk-ı istigrakkârane cihetiyle cedavil-i ekvanda cereyan-ı tecelliyat-ı İlâhiyeyi; ve melekutiyet-i eşyada sereyan-ı füyuzatı; ve meraya-yı mevcudatta tecelli-i esma ve sıfâtı yalnız zevken anlaşılır birer hakikat iken dîk-i elfaz sebebiyle, uluhiyet-i sariye ve hayat-ı sariye tabir ettiler.Ehl-i fikir, o hakaik-ı zevkiyeyi nazarın mekayisine sıkıştırdığından, çok evham-ı bâtılaya menşe' oldu."