HAVALE
HAVALE
(Dictionary of Economics) :
Bir kimsenin bir başkasına, kendi hesabına nakit, değerli kağıt gibi şeyler vermeye üçüncü şahsı yetkili kılmasıdır.Genellikle postaneler ve bankalar havale işlemi yapar. En çok para havalesi yapılır, yani postane ya da banka havale edenin verdiği parayı havale edilene nakleder.
HAVALE
(Dream Dictionary of Phrase) :
Para havalesi bir yerden gelecek nakit paraya, Bir işi birine havala etmek fayda ve menfaate, Gerekli her türlü sebebe sarıldıktan sonra işin sonunu Allah'a havale ettiğini görmek ilahi yardım ve ihsana delalet eder. Havale Kağıdı için Bakınız; Poliçe.)
HAVÂLE
(Islamic Glossary) :
Borçlunun, alacaklıya, borcumu falan kimseden al deyip, alacaklının, bu teklife, sözleşmeyerinde râzı olması. Ciro etme.Havâle, havâleyi yapan ile kabûl eden arasında yapılabilir. Bir kimse birine benim falandaolan şu kadar kuruş alacağımı havâle yoluyla sen üzerine al dese, o kimse de bu havâleyi kabûletse, bu havâle sahîh (doğru) olur. Veyâ filândan şu kadar alaca ğı benim üzerime havâle etdese, o kimse de kabûl etse, havâle sahîh olur; kendisine havâle olunan kimse pişman dahî olsafayda vermez. (Ali Haydar Efendi)
havale
(Turkish - English dictionary) :
1. assignment, referral (of a matter to another person or office). 2. money order. 3. infantile convulsions; eclampsia. 4. board fence, Brit. hoarding (around a building site). 5. (something´s) being situated so that it overlooks or looks out on (something else). 6. (something´s) being too high. etmek /ı, a/ 1. to assign, transfer, or endorse (something) over to (another). 2. to refer (a matter) to (another person or department). gelmek 1. for a money order to come. 2. to have convulsions; to have an attack of eclampsia. göndermek/yollamak to send a money order.
havaleli
(Turkish - English dictionary) :
1. top-heavy. 2. unwieldy, bulky. 3. screened with a board fence. 4. situated so that it overlooks or looks out on (another place). 5. (ship) which rides too high above the water. 6. prone to having convulsions; eclamptic.