HARÂM
MEŞ'AR-ÜL-HARÂM
(Islamic Glossary) :
Mekke-i mükerremede, Arafât ile Minâ arasında bulunan Müzdelife'nin sonunda Cebel-ikuzah yakınında bir yer. Meş'ar, şiâr (alâmet) yeri demektir. Meş'ar denmesi; ibâdet yeriolması; haram diye vasıflandırılması ise, hürmeti ve kıymeti sebebiyledir.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:(Hac mevsiminde ticâretle) Rabbinizden rızık istemenizde bir günâh yoktur. Arafât'tan(orada vakfeden sonra seller gibi) boşanıp (hep birlikte) aktığınız zaman Meş'ar-ül-harâmınyanında Allah'ı zikr edin. O size nasıl hidâyet ettiyse siz de O'nu öyle anın..." (Bekarasûresi: 198)Haccın sünnetlerinden biri; Müzdelife'de vakfeye fecr (tan yeri) ağardıktan sonra durmaktır.Gece Müzdelife'de yatıp, fecr açılırken sabah namazını hemen kılıp Meş'ar-ül-harâm denilenyerde ortalık aydınlanıncaya kadar vakfeye durulur. Güneş doğmadan önce Minâ'ya hareketedilir. (Alâüddîn Haskefî)
haram
(Turkish - English dictionary) :
forbidden by religion, unlawful, wrong. etmek /ı, a/ to take the pleasure out of (something) for (someone). helal ver Allahım, garip kulun yer Allahım. colloq. He will make a profit from anything, with no regard for right and wrong. mal a thing taken by theft or deceit. olmak /a/ (for the pleasure, enjoyment, etc. of something) to be ruined, spoiled, or impaired (for someone). olsun! May you get no benefit from it. para money illegitimately acquired, ill-gotten gains. a uçkur çözmek colloq. to commit adultery. yemek to get something illegally or illegitimately.
harami
(Turkish - English dictionary) :
bandit, brigand, robber, highwayman, waylayer, thief.
haramilik
(Turkish - English dictionary) :
banditry, brigandage, robbery, waylaying, thievery.
haramsız
(Turkish - English dictionary) :
religiously lawful, religiously untainted, honest.